Gönderen Konu: 7.A'râf/205-206- SABAH AKŞAM DEMEDEN, ALLAH'I ZİKRET  (Okunma sayısı 6494 defa)

is

  • Administrator
  • Sr. Member
  • *****
  • İleti: 472
7.A'râf/205-206- SABAH AKŞAM DEMEDEN, ALLAH'I ZİKRET
« : Nisan 28, 2022, 04:51:05 ÖÖ »
-SABAH AKŞAM DEMEDEN, ALLAH'I ZİKRET
-EN BÜYÜK İBADET "ALLAH" İSMİNİN TESBİHATI, DİL İLE SÖYLENİP; KALP İLE TASDİK EDİLMESİDİR.
-GAFİLLERDEN OLMAMANIN ŞARTI DÂİMÎ ZİKİRDE OLMAKTIR


           SABAH AKŞAM DEMEDEN,
           -KENDİ İÇİNDEN,
           -KORKARAK VE
           -YALVARARAK,
           -ALÇAK SESLE RABB'İNİ AN VE
           -GAFİLLERDEN OLMA:

           EN BÜYÜK İBADET "ALLAH" İSMİNİN TESBİHATI, DİL İLE SÖYLENİP; KALP İLE TASDİK EDİLMESİDİR. GAFİLLERDEN OLMAMANIN ŞARTI BUDUR:

           7. A’râf Sûresi 205. Âyet-i Kerîme(177. Sayfa):
           "205. Sabah akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma."


           Bu Âyet-i Kerîme, daima Allah'ı anmanın, Müslüman'ın, Allah'ın emirlerinden gafil olmaması için gerekli olduğunun açık delilidir. "Sabah akşam demeden..." ifadesinde gün boyu Allah'ı anmanın gerekliliği bildirilmektedir. Tasavvufçular bu Âyet’in hükmü ile yapılacak anma işlemine, “dâimî zikir” demektedirler. Birçok Âyet'te "öyle ise Allah'ı zikret" demek suretiyle, Allah'ın daima anılmasının tenbihlendiğini unutmamalı, gaflet içerisine düşmemeliyiz. Bu tenbihlemede dikkat edilecek hususlar:

           -Sabah akşam demeden,
           -Kendi içinden,
           -Korkarak,
           -Yalvararak,
           -Alçak sesle Allah'ı zikretmektir. Gafillerden olmamanın şartı da bunlardır.

           Bu tenbihleme Allah katından'dır. Kulların bu Âyet'e uymalarının, birilerinin tâlimatıyla yapılacak dualardan daha makbul olduğunu bilmemeleri, mümkün değildir? Zira Allah, bu görevi kullarına, inkâr edilmesi mümkün olmayan bu Âyet'i ile bildirmiştir.

(Şu husus iyice bilinmelidir ki, bu dâimi zikir isteği/ Allah'ın anılması işlemi, Müslüman'ım diyen kimselerin gönüllerine hitap edilerek yapılmış bir görev niteliğindedir. Allah'ın daima anılması istenirken, Allah elbette hiç kimseyi zorlamaz. Ancak gönüllerine hitap eder. "Dinde zorlama yoktur." Âyet'inin hikmeti de buradadır

           Namaz, Müslüman'ım diyen her Mü'min'e farzdır. Namazı kılanlar, Müslüman'lar içinde % itibariyle ne kadardır, dersek; dâimi zikrin de muhatabı olan kişilerden % kaçı yapabilecekse, o kadardır diyebiliriz.)

           Bu Âyet’te bildirilen, daima Allah’ın isminin zikredilmesi olup, gün boyu işlerimizi yaparken, işlerimizi aksatmadan zikir yapabilmemizin kastedildiğini unutmamalıyız. “İşe daldığımızda zikir yapamayız” düşüncesi akla gelebilir. Elbette, bu uyarı, bütün işlerinizi aksatıp zikirle vaktinizin geçirilmesi anlamına gelmemektedir.

           Ailesinin rızkını kazanmak için tüm insanların yaptıkları çalışmaların, ibadet yerine geçmekte olduğu Hadis-i Şeriflerle bildirilmiştir. O halde “her tür dünyalık işlerinizi bırakıp zikirle uğraşın” diyen bir Allah’ın kulu bulunmaz. Zira günlük işlerin temini de ibadet hükmündedir.

           Bu dâimî zikir, yanlış anlamalara açık gibi görünse de, yaptıkları işlerinde Allah’ı unutanların, çalıp çırpmada, yolsuzlukta, hırsızlıkta, hak yemede, torpil yapmada, rüşvetle para kazanmada Allah’ı hatırlayıverseler, yaptıkları yanlışlığın idrakine vararak, bu yanlışlarından dönmeleri söz konusu olabilecektir. Zira Allah, bu görevi kullarına, inkâr edilmesi mümkün olmayan bu Âyet'i ile bildirmiştir. Bunun önüne geçecek olan, kulların, tenbihledikleri/ görev olarak verdikleri derslerinin/ tesbihatlarının hükmü, bu Âyet karşısında, yetersiz kalır. Diyebiliriz ki, kulların çeşitli telkinlerle, Allah'ın Âyet'i ile verdiği görevlerin ihmalini gerektirecek dersler, Allah katında hükümsüz olmaz mı?

           Ey Allah'ın kulları!

           Allah'ın bu Âyet ile verdiği görevin önüne, her türlü, şu veya bu kişilerin dersleri/ tesbihleri/ görevleri, geçmemelidir. Bu Âyet'in emrinin ihmalini gündeme getirmemelidir. Muttaki kullar öncelikle, Âyet'ler ile verilen görevleri yaparlar; ola ki zamanları var ise, kulların verdikleri görevlere tevessül ederler. Ancak:

           AKILDAN ÇIKARILMAMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ HUSUS:

           "AYAKTA, OTURURKEN VE YANLARINIZ ÜZERİNDE HEP ALLAH’I ZİKREDİN":
           4. Nisâ Sûresi 103. Âyet-i Kerîme(96. Sayfa):
           “103. O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah’ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.” diyen bu Âyet'in kullara verdiği görevin yerine getirilmesi, "Ben Müslüman"ım diyen herkesin, en başta gelen görevidir. Bunun ihmalini gerektirecek herhangi bir ders/ tesbihat/ görev v.s. bu hükmün yerine geçemez.

           İMAN ETMİŞ OLANLARIN KALPLERİ ALLAH’IN ZİKRİ İLE YATIŞIR(MUTMAİN OLUR):
           13. Ra’d Sûresi 28. Âyet-i Kerîme(253. Sayfa):
           “28. Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah’ın zikri ile yatışır.”

           Bu Âyet’de belirtildiği üzere, ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken Allah’ın zikredilmesi ile, kulların kalplerinin huzur bulacağı, daimî zikir yapanların mutmain olacakları bildirilmektedir. Allah, kullarının mutmain olması için gerekenin Allah’ın tesbihatı ile mümkün olduğunu bildirmektedir ki, bu bildirimin garantisi Allah’tan gelmektedir.

           Allah'ın zikrini her şeyin üzerinde tutarak ve hiçbir dünyalık görevlerimizi de aksatmamak kaydı ile, zikrimizin devamı dileklerimle.

***

           RABB'İNİN KATINDA OLANLAR:
           -ALLAH'A KULLUK ETMEKTEN ASLA KİBİRLENMEZLER.
           -ALLAH'I NOKSAN SIFATLARDAN TENZİH EDERLER.
           -ÂLLAH'IN ŞANINI ULULARLAR.
           -YALNIZCA ALLAH'A SECDE EDERLER:

           7. A’râf Sûresi 206. Âyet-i Kerîme(177. Sayfa):
           "206. Zira Rabbinin katında olanlar, Allah’a kulluk etmekten asla kibirlenmezler, O’nu tenzih eder, şanını ulularlar ve yalnızca O’na secde ederler."


           Saygılarımla. 28.04.2022 04:45

ÖNEMLİ NOT:

           1-) KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:


           1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
           2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.

           2-) KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2024, 08:06:02 ÖÖ Gönderen: is »