KAT KAT ARTIRILMIŞ FAİZ YEMEYİN
EY İMAN EDENLER KAT KAT ARTIRILMIŞ FAİZ YEMEYİN:
FAİZ HARAMDIR:
3. Âl-i İmran Sûresi (130.- 131.) Âyet-i Kerîmeler(67. Sayfa):
"130. Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz."
"131. Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının." Kat kat artırılmış faiz yenilmemesi hususunda, bu Âyet ile uyarıldığımızı unutmamalıyız. 130. Âyet’te faizin yenilmemesi bildirildikten sonra, 131. Âyet’te
“kâfirler için hazırlanmış ateşten sakınılması...” bildirilmiştir. Demek ki faiz konusuna gereği gibi hassasiyet göstermeyenler için, kâfirlere hazırlanmış olan ateş örneği verilerek, Mü’minlerin faiz konusunda dikkatli olmaları istenmektedir.
Zamanımızda çeşitli teoriler ileri sürülmekte, faizsiz bankacılık sözleri ortalıkta gezmekte; faiz “şöyle olursa” alınabilir; “böyle olursa” alınamaz denilmektedir. Ancak Âyet’in özüne baktığımızda, öylesi, böylesi; alınır, alınmaz tevillerine(başka anlamlarına tdk. gts.) gerek kalmadan, Âyet’te,
“…Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz” demek suretiyle uyarıldığımızı unutmadan, faizin haram oluşu kabul edilerek, faizden uzak durulmalıdır.
Kişilerin/ işletmelerin/ girişimcilerin işlerini yürütmeleri için alacakları krediler konusunda, bu işi bilen yetkili uzman kişilerin bu kredi anlaşmalarının nasıl yapılması konusunu belirlemelerine ihtiyaç vardır.
“Faiz” para veren ile para alan arasında, önceden belirlenen bir yüzde ile yapılan anlaşma sonunda, ödenen paranın, alınandan fazla miktarıdır. Tek kelimeyle, faiz, “tek taraflı kazanç kapısı” dır.
“Gerçek kâr payı” ise, para veren ile para alan arasında, anlaşması yapılan bir yüzde üzerinden, her iki tarafın aldıkları kâr paylarıdır. Bu sistemde kâr- zarar ortaklığı vardır. Helâl olan “kâr- zarar ortaklığı” dır. Bu sistem ile hiç kimseye zulmedilmez. Aşırı kâr payları ile, para alan kimse/ işletmenin/ girişimcinin, zulme uğramaları söz konusu olmaz. Olamaz. Zira para veren ile para alan arasında belli yüzde ile kâr payı anlaşması yapılmıştır. Edilen kâr bu yüzde üzerinden dağıtılır.
Zarar edilmişse; para veren ile para alıp iş yapan taraflar, zararları, anlaştıkları yüzde kadar paylaşırlar. İşte bu sistem,
“gerçek kâr-zarar ortaklığı” dır.
Böyle bir helâl kazanç kapısı varken ve hiçbir tarafa(para verene ve işi yapana) zulmedilmezken:
Faiz sistemi ile, kâr da etse, zarar da etse, para sağlayanın hep kazançlı çıkmasına karşılık;
Kâr payı sisteminde, para sağlayanın hep kazançlı olması gibi bir zulüm ortamı da bulunmayacaktır.
En doğruyu bilen Allah, faizi haram kılmıştır. Zamanın getirdiği zaruretler neticesi, faizin haramlığına teviller(başka anlamlar) getirip, helâl yaşantımıza haram katılmaması dileklerimle.
Saygılarımla. 13.11.2021 14:29
ÖNEMLİ NOT:
1-) KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ: 1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET'LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA; 2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA; 3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM. BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.
2-) KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
