Gönderen Konu: GENÇLERLE SOHBET(15) AKILLI İNSAN  (Okunma sayısı 11362 defa)

is

  • Administrator
  • Sr. Member
  • *****
  • İleti: 472
GENÇLERLE SOHBET(15) AKILLI İNSAN
« : Mart 16, 2015, 10:10:45 ÖS »
GENÇLERLE BAŞBAŞA(15) AKILLI İNSAN

AKILLI İNSAN:

Sevgili Gençler, sizlerin yaşantınızda kimlerle, ne gibi oyunlarla, ne gibi düzenbazlarla karşılaşacağınızı bilmeniz ve gözünüzü açmanız için, tavsiye niteliğinde bu satırları yazıyorum, ki ders çıkarıp/ yaşantınızda karşılaştığınız kişiler/ hâdiseler karşısında, ne gibi tedbirler alabileceğinizin görüntüsünü bir miktar vermek suretiyle, sizlerin mutlu yaşantı sürmesine katkım olacağı düşüncesi beni, son derece memnun edecektir. Yararlanmanız dileğimdir. Özetle, aklıma geliveren “AKILLI İNSAN”  târiflerini şu başlıklarda toplayabiliriz:

-Tehlike gelmeden, korkmayan insandır.
-Çayı görmeden, paçayı sıvamayan insandır.
-Parayı almadan, malı vermeyen insandır.
-Dostunu uzun yola çıkıp denemeden, güvenmeyen insandır.
-Alın teri dökmeden, kazanmayı düşünmeyen insandır.
-Verdiği sözden, dönmeyen insandır.
-Emanet aldığında, ihanet etmeyen insandır.
-Başı sıkışmış da olsa, yalana sapmayan insandır.
-Fakir gördüğünde, görüp de geçmeyen/ geçemeyen insandır.
-Zoru gördüğünde, kaçmayan insandır.
-Belâyı gördüğünde, belâya bulaşmayan insandır.
-Kendisi sevildiğinde, bir fazla sevebilen insandır.
-Yola çıktığında, yol arkadaşını terk etmeyen insandır.
-Ortaklık kurduğunda, ortağına/ ortaklarına kazık atmayan insandır.

-AKILLI İNSAN, tehlike gelmeden, korkmayan insandır: Deprem olmadan, depremden korkmayanlardır. Deprem korkusu ile yaşamak durumunda kalanlar, depremin ne zaman diliminde olacağının, ilmen kesin olarak bilinmemesine rağmen, deprem korkusu ile günlerini geçirmeleri, aklın/ mantığın alabileceği bir şey değildir. Bu nedenle deprem korkusu yaşayanlar, deprem olduğunda, kurtulmak için, en kötü sebebe sarılarak, kendilerini balkonlardan/ pencerelerden atarlar. Bu tür hareketlerin çoğunluğu hastahane âcil servislerinde, ayak/ bacak/ kol/ kafa/ bel kırılmalarıyla karşı karşıya kalınmasına sebep olması açısından, yapılmaması gereken hareketlerdendir. Deprem kokusunu yenerek, bu yanlış yola sapmayanlar ise, akıllı insanlardır. Akıllı insanlar tedbirli davranırlar, deprem esnasında ecellerinin gelip gelmediği belli olmadığından, tevekkülle, normal yollardan depremden kurtulmak üzere hareketlerini kontrollü şekilde düzenlerler ve depremden kaçarlar; ancak ecelden kaçılmayacağının bilincinde olarak hareket etmekten de geri durmazlar.

-AKILLI İNSAN, çayı görmeden, paçayı sıvamayan insandır: Bir işe başlarken neticesinin ne olacağını kestirmenin mümkün olmadığı konularda, netice almış gibi hareket edilmemesi esastır. İşyeri açan bir kimse, fizibilitesini yapmadığı bir işte, kazanıp kazanamayacağının da tahminini yapamayacak demektir ki, kazanç konusunda yürüteceği tahminlerin de kıymeti olmayacaktır. İşyerini açmadan önce fizibilitesini yapmış, pazar durumuna göre üretim hattını ayarlamışsa, bu kimse kazancından emin olabilecektir. İşte bu insan akıllı insandır.

-AKILLI İNSAN, parayı almadan, malı vermeyen insandır: Bu günlerde, “para tunca döndü; insan pice döndü “ atasözünün ifadesi ile, ticârî, ilmî, siyâsî ahlâkın bozulduğu bir gerçek olarak ortada dururken, insanlara güvenerek iş yapanların büyük çoğunluğunun saçlarını yolarak ve feryâd- ü figan ile ah, vah ettikleri bir gerçektir. Parası alınmadan iş yapılmaması durumunda, zarar görülmeyeceğini herkes bilmektedir. O halde işlerimizde peşin paranın gündeme getirilmesi ile, yavaş yavaş, ticârî ahlâkında düzelmeye yüz tutacağı beklenebilir. Zira söze güven kalmamıştır. İtimat ile iş yapanların zarara uğrayacakları nerede ise kesin hâle gelmiştir. Bu durumda akıllı insan peşin yapacağı satışlar ile zarar görmekten kurtulabilecektir. Bu, aynı zamanda, akıllı insanların yolu olarak, “kazık” yemiş insanlara, kazık yememek için alacakları tedbirlerin yolunu açmış olacaktır.

-AKILLI İNSAN, dostunu uzun yola çıkıp denemeden, güvenmeyen insandır: Gerçek dost uzun zamanda anlaşılır/ kazanılır. İnsanların bir müddet bir arada yolculuk etmeleri, önlerine konulacak/ önlerine çıkacak menfaatleri paylaşım konusunda, arkadaş/ dost denilen kimselerin davranışlarının anlaşılması/ gözlemlenmesi için yolculuklar, büyük fırsatlar sunar. Neticede, yolculuk bittiğinde dost/ arkadaşın bütün huyları iyi/ kötü olarak ortaya dökülmüş olur. Bu sebeple eski zamanlardan beri söylenen: “Dost/ arkadaş seçeceksen yolculukta dene./ İyi arkadaş, yol arkadaşlığında belli olur” sözlerinin güzelliğini yaşamak suretiyle arkadaş/ dost seçenler akıllı insanlardır.

-AKILLI İNSAN, alın teri dökmeden, kazanmayı düşünmeyen insandır: Alın teri, sarf edilen/ harcanan emeğin karşılığında dökülen terleri ifade eder. Buradan alın terlemesinin bir benzetme olduğu anlaşılabilir. Zira birtakım işlerde ter olmayabilir. Bedeni ile, kazma kürek ile çalışan bir işçinin/ yeraltında çalışan bir madencinin döktüğü ter kadar, terlemeden yapılan işler de vardır. Ancak, “alın terleme”  ifadesi bedenî/ aklî emek karşılığı olan eforların somutlaştırılması anlamında söylenmiş bir sözdür. Hangi iş kolunda olursa olsun, o işin gereği olan gayretin sarf edilmesi ile elde edilen gelirlerin, hak edilmiş kazançlar olduğu gerçeğini vurgulayan bu ifade ile, akıllı insanların alınları terlemeden kazanç elde etmeyi düşünmeyecekleri/ düşünemeyecekleri bir gerçektir.

-AKILLI İNSAN, verdiği sözden, dönmeyen insandır: Söz vermek İslâm Fıkhında, “BORÇLANMAK” anlamına gelmektedir. Fıkhî kaynaklara göre borçlanmak ifadesi, bir Müslüman’ ın dikkat etmesi gereken kurallar zincirinin en önemli halkalarından biridir. Bir kimseye söz verdiğiniz zaman, borçlu kalmamak için, söz verdiğiniz şeyi gerçekleştirmeniz gerektiğini de bilmelisiniz. Aksi takdirde borçlu bir kimse olarak kayıtlara geçeceksinizdir. Bir arkadaşınıza/ dostunuza söz verip de, sözünüzü tutmamak gibi bir hareketi akıllı bir insan yapabilir mi? Asla yapamaz, zira insanlığın gereği verdiği sözü tutmaktır. Akıllı insan da verdiği sözü tutan insandır.

-AKILLI İNSAN, emanet aldığında, ihanet etmeyen insandır: Emanete ihanet etmemek gerçek ve akıllı insanın davranışlarındandır. Zira emanet olarak verilen bir mal/ para/ herhangi bir kıymet ifade eden malzemenin mutlaka korunması, sahibinin istemesi durumunda, hiç zarara uğratılmadan, aynen, iade edilmesi, bir insanlık görevi olarak bilinmektedir.

-AKILLI İNSAN, başı sıkışmış da olsa, yalana sapmayan insandır: Yalan ile durumlarında düzeltme sağlayan kimselerin, doğru bir hareket tarzında olduklarını, aklı başında hiç kimse söyleyemez. Yalan söylenerek elde edilen menfaatlerin, o kimselere yarar sağlamayacağının bilinmesi sonucudur ki, yalan söylemek tüm insanlar tarafından kınanan hareket tarzlarındandır. Bu nedenle akıllı insanlar yalan söylemezler. Hiçbir dünyalık menfaati yalan ile elde etmek istemezler.

-AKILLI İNSAN, fakir gördüğünde, görüp de geçmeyen/ geçemeyen insandır: İnsanların, çevresinde bulunan fakir kimselerle ilgilenmeleri/ dertlerine çare olacak yardımlarda bulunmaları, insanlığımızın gereğidir. Fakir kimselerle ilgilenmek, inanan insanlar için, aynı zamanda kutsal bir görevdir. Bizler cemiyet içerisinde sorumluluklarının gereğini yapmak üzere, fakirlere yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu bilen kimseler olarak, yardımlaşmadan uzak kalamayız. Yardımlaşmak suretiyle, yardıma muhtaç kimselerin sıkıntılarını, bir nebze de olsa gidererek, onların yüzlerini güldürmek üzere yardımlarımızı her zaman ve her zeminde yaparız. Yardım konusunda eli kesik olanların insanlıklarını sorgulamaları gerekmektedir. Yardım etmenin zevkine erenlerin akıllı insanlar olduğunu söylememiz de yanlış olmasa gerektir.

-AKILLI İNSAN, zoru gördüğünde, kaçmayan insandır: Hayatın zorluklarını bilmeyenlerin, o zorluklarla baş etmeleri mümkün olmaz/ olamaz. İnsanlar hayatın zorlukları karşısında kendilerini yetiştirmek suretiyle, zorluklara karşı koyabileceklerdir. Hayatın zorlukları karşısında durabilecek kimseler, hayatta pişmiş kimselerdir. Bu kimseler hayatı pişerek tanırlarsa, zorluklara karşı koyarak hayatlarını sürdürürlerse, muvaffak olacaklardır. Derler ya, “lokmayı yutmak için de gayret gerekir”, doğrudur. Gayret göstermeden/ çabalamadan, hayatın zorlukları karşısında durmamız mümkün değildir. Akıllı insan gayretini hiçbir zaman eksik etmez. Her çalışmasında gayret edeceğini, şartları zorlayacağını bilerek hareket eder. 

-AKILLI İNSAN, belâyı gördüğünde, belâya bulaşmayan insandır: “Belâ geliyorum demez” ifadesi, atalarımızın yüzyıllar boyunca söyleyegeldikleri güzel bir söz olarak, belleklerimizde yerini almıştır. Akıllı insanların, belânın gelebileceği yerlerden/ belâ olabilecek kişilerden uzak durmalarında büyük yararlar vardır. Bir atasözümüz, “köpekle dalaşmaktansa, çalıyı dolanmak evlâdır” ifadesiyle, belâya bulaşmamamız konusunda bizleri uyarmaktadır. Akıllı insanlar, belâya bulaşmadan yaşamanın yollarını araştırıp, atasözünün gereğini yerine getirip, çalıyı dolananlardır.

-AKILLI İNSAN, kendisi sevildiğinde, bir fazla sevebilen insandır: Yeryüzünde canlı cansız her varlığın muhtaç olduğu tek güzellik, sevgidir. Sevgi olmayan yerde, güzellik aramak, yeryüzünde dinozor aramak kadar zordur. Bu durumda “ben sevgisiz yaşarım” diyebilecekler, hodri meydan! Dinozor bulabilirseniz, sevgisiz de yaşayabilirsiniz, demektir. Gelin güzel insanlar sevgisiz bir saniyeyi dahi yaşamayınız. Hayatı, sevgi ile/ sevgisiz yaşasanız da, zannettiğiniz kadar uzun değildir. Bu nedenle sevgisiz yaşanmayacağını zihninize yerleştiriniz. Akıllı insanlar, her anlarının sevgi dolu olmasından, sonsuz zevk alırlar. İnsanların sevgiye ihtiyaçları, farkında olanlar için, hava kadar; su kadar; ekmek kadar gereklidir.

-AKILLI İNSAN, yola çıktığında, yol arkadaşını terk etmeyen insandır: İnsanların yol arkadaşlığı, daima karşılıklı itimat üzere/ karşılıklı güven üzerine kurulmuş olup; her zaman karşılıklı itimat ve güven üzere devam eder. Bir arkadaşınız/ bir dostunuz size itimat ettiği, sizi sevdiği için, sizinle beraber olmaktan, sizinle yol arkadaşlığı yapmaktan zevk alır. Sizinle yolculuklarını memnuniyetle bitirir. Sizin bu memnuniyete lâyık olmanız, dostunuzun/ arkadaşınızın yol arkadaşlığına onun istekleri doğrultusunda katılmanız akıllı insanların yapısında olan bir güzelliktir. Siz bu güzelliği kaldırıp, çöpe atarak, yolculuğunuzda, arkadaşınızı/ dostunuzu yarı yolda bırakırsanız, bu aklın almadığı bir hareket olarak görünür. 

-AKILLI İNSAN, ortaklık kurduğunda, ortağına/ ortaklarına kazık atmayan insandır: Bizde ortaklıklar uzun ömürlü olmamaktadır. Zira ortaklıklar, pamuk ipliğine bağlı olarak yapılır. Pamuk ipliğinin dayanıklılığı da bilinmektedir. Genellikle akrabalar arasında yapılan ortaklıklarda ayrılmalar, nerede ise baştan bilinebilmektedir. Zira birbirlerine kazık atma vazgeçilmez huylar arasında olduğundan, akrabalar da bundan nasiplerini almaktadırlar. İnsanların düzgün karakterlileri bir başkasına kazık atmaktan çekinir. Yapılacak hareketin yanlışlığını bilirler. Akıllı insanlar bir diğerine kazık atmazlar, atamazlar. Zira başkalarının üzüntülerine sebep olarak zenginlik üzerine oturmak kimseye kâr sağlamayacaktır. Bu nedenle akıllı kimselerin başkalarının haklarına tecavüz etmeleri düşünülemez.

-NETİCE OLARAK AKILLI İNSAN, ÜÇ KURUŞLUK DÜNYALIK MENFAATLAR İÇİN:

DİNİNİ,
MİLLİYETİNİ,
VATANINI,
BAYRAĞINI,
ÖRF VE ÂDETLERİNİ,
TÜM MUKADDES BİLDİĞİ DEĞERLERİNİ,
AİLESİNİ,
DOSTLARINI,
ARKADAŞLARINI SATMAYAN İNSANDIR. 

İŞTE BU İNSAN KİM OLURSA OLSUN, AKILLI ve GERÇEK İNSAN’ DIR.


Saygılarımla... 03.02.2013 
« Son Düzenleme: Ağustos 25, 2015, 01:32:14 ÖÖ Gönderen: is »