TASARRUF/ İSRAF ETMEDEN YAŞAMAK
17.12.2009 21:47
LÜTFEN DİKKAT! Bu konu, "GENÇLERLE SOHBET(14) İSRAF ETMEDEN YAŞAMAK" başlığı altında yazılmış olup; tasarruf konusunun, yerli malı konusunda da bulunması gerekliliğinden dolayı, tekrar konulmuş olup; "YERLİ MALI, YURDUN MALI" başlığında okumuş olanların bilgisine.
Bir sitede “susamın tanelerini kim toplar” diye bir soru yöneltilmiş. Birçok yorum da verilmiş. Verilen yorumlara baktığımızda, ipe sapa gelmez birçok yorum yapılmış olduğunu görmekteyiz. Bu yorumların her biri gerçekten örnek gösterilmeye aday yorumlardır. Bu yorumların, site ziyaretçisi/ üyesi insanların, lüzumsuz vakit öldürmelerine neden olan yapıda yorumlar olduğu, su götürmez gerçeklik olarak ortadadır.
Bir cemiyette israf / tasarruf konusu gibi çok önemli bir konu işlenirken, insanlara, bu kadar fazla vakit öldürtmek üzere, lüzumsuz yorumların okunmak zorunda kalınması dahi, o cemiyetin kültür seviyesinin düşüklüğünü göstermesi açısından önem arz eder. Bu yorumları verenler çevrenizde çok fazla bulunmaktadır. Lütfen çevrenize bakınız. Lüzumsuz olduğu kadar sitelere giren ziyaretçi/ üyelerin vakitlerini çalan, onları, benzetme yaparsak, geri zekâlı/ aptal/ bir şey anlamazlar/ biz yazalım tenkit eden de bulunmaz ya da moderatörler de bu yorumlara izin verir düşüncesi ile, sitelerde bu tür lüzumsuz yorumların alabildiğince çoğaldığını, çevrenizdeki internet hastalarının, sabahtan akşama kadar sitelere ziyaretçi/ üye olarak yorum verdiklerini görürsünüz.
Bilgisayar başında sabahtan akşama kadar yorum verme alışkanlığını kazanmış olan ve bu lüzumsuz yorumlarla insanların vakitlerini çalanları, bir noktada, telefon sapıklarına benzetmek mümkündür. Bilindiği üzere telefon sapıkları rahatsız ettikleri insanların kızgın hallerine (hatta yüzlerine karşı küfür etmelerine) rağmen kahkahalarla telefon başında dakikalarca bekleyerek zavallı/ hastalıklı egolarını tatmin etme durumunda kimseler olarak, psikologların ilgilenmeleri gereken denekler olarak, değerlendirilebilirler.
Söyleyenin kim olduğunu bilmediğim şu söz, insana bir hayat nizamı/ düzgün yaşam tarzı edinebilmesi için bir fırsat sunmaktadır:
-En güzel tasarruf, insanın kendinden borç almasıdır. Nasıl olur, insanın kendisinden borç alması:
İsraf etmeden tasarruf ederek yeme alışkanlığını kazanmak bir meziyettir. Bir güzel huydur. Zira israf edilen her susam tanesinin(% 35-37 civarında yağlı olan bu besin maddesini, enerji verici olması açısından değerlendiriyorum.) israf edilmemesi esastır. Her besin maddesi bu kategoride değerlendirilmelidir. Susam bünyesinde bulunan mineral maddelerle de değerli bir besin maddesidir.
Birçok kimse belki bilmektedir. Bir kere daha tekrarda fayda vardır. Bir Çinli yemekteyken, tabağındaki son pirinç tanesini de yeme gayretine girince yanındaki yabancı sormuş:
-Bir pirinç tanesi için bu kadar uğraşılır mı? Kalsa ne olur? Çinli' nin cevabı:
-Bir pirinç tanesi burada göze görünmez desek dahi, 1,5 milyar Çinli' nin tabağında kalan birer tane pirinç olunca iş değişmektedir. Der.
Evet! Çok doğru. Kaba bir hesap yapalım. Bu hesap sonunda elde ettiğimiz rakamlara lütfen dikkat edelim:
“Osmancık ve Baldo Pirinç Değirmencileri Derneği" nin sitelerinde verdiği 1000 tane ağırlığı ortalama 30 gram kabul edildiğinde, bir Çinli vatandaşın 1 tane pirinç bırakması/ daha doğru ifade ile, 1 pirinç israf etmesi durumunda, ortaya çıkacak kaybı görelim:
-(30 gr./ 1000 Adet X 1.500.000.000 tane)= 45.000.000 Gr./ 45.000 Kg./ 45 Ton pirinç kaybı demektir.
Çin' de, her bir Çinli' nin, tabağında bıraktığı bir tane pirincin israf edilmesi durumunda, bir öğünde 1 pirinç tanesi bırakılmasından dolayı kayıp, toplam 45 Ton pirinçtir.
Yanlış duymadınız, tabakta 1 tek pirinç tanesi bırakmakla, bir öğünde, Çin' de kaybedilen pirinç miktarı, 45 Ton’ dur.
-Basit bir hesapla, bir Çinli’ nin, 1 öğünde 100 Gr. pirinçten yapılmış pilâv yediğini varsayalım:
45.000.000 Gr./ 100 Gr. = 450 000 Çinli’ ye, 1 öğünde yemek olabilecek kapasitede pirinç kaybı demektir.
Tabakta bırakılan 1 pirinç tanesi dolayısı ile, 450 000 Çinli’ nin pilâvının çöpe atılması/ israf edilmesi , başka bir hesap yapmaya gerek göstermemektedir. Zira çok güzel bir örnek olan “TEK PİRİNÇ TANESİNİN İSRAFI HİKÂYESİ” konusunda elde edilmiş rakam bu olduğuna göre, insafı olan/ ben fakirlerin haklarına saygı gösteririm diyen(elbette lâfta değil, özde fakirleri düşünenlerden bahsediyorum) herkesin bu tasarruf fikrine % 100 destek vermesi, kendisinin de israftan kaçınması gerekir.
Memleketimizde kibarlık olsun diye bırakılan(tane değil kaşıklar dolusu pirinç/ yemekler) dolayısı ile kaybedilen pirinç miktarının/ yemek artıklarının hesap edilmesi durumunda israfın boyutlarının çok vahim boyutlarda olduğu bilinmektedir. Ancak bu israfın boyutlarının “göze sokulması” gerekmektedir.
Fakiri bu kadar fazla olan bir memlekette israfın boyutlarının çok büyük olması yadırganmalı, tüm STK(Sivil Toplum Kuruluşları) tarafından kınanmalı/ kampanyalarla israfın önüne geçmek için azamî gayret gösterilmelidir. Bu arada ilgili Bakanlıkların organizasyonu üstlenmesi gerekmektedir. İsrafın azaltılması hedefine, adım adım gidilmesinin gündemde devamlı tutularak, israfın önüne geçilmesi, görevden öte, aynı zamanda, bir vatandaşlık görevidir. Alınan maaşların hak edilmesinin ana sebeplerinden biri de bu olsa gerektir.
İsrafsız günlere ulaşmak üzere tüm vatandaşlarımızın, tüm bürokratların devreye girerek israf kalemlerinin azaltılması için gayretlerini esirgememeleri temennisiyle.
Saygılarımla… 20.11.2014 12:10