Gönderen Konu: 43.Zuhruf/44- KUR’AN’DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ  (Okunma sayısı 6723 defa)

is

  • Administrator
  • Sr. Member
  • *****
  • İleti: 472
43.Zuhruf/44- KUR’AN’DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ
« : Eylül 15, 2023, 11:31:01 ÖS »
-KUR’AN’DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ

           KUR’AN, PEYGAMBER İÇİN DE, KAVMİ İÇİN DE BİR ÖĞÜTTÜR:

           KUR’AN’DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ:

           43. Zuhruf Sûresi 44. Âyet-i Kerîme(493. Sayfa):
           “44. Doğrusu o Kur’an, senin için de, kavmin için de öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.”


           Allah’ın Kitabı Kur’ân’ın ilk emri “oku” olduğuna göre, “Ben Müslüman’ım” diyen kimsenin mutlaka okuması, okur-yazar olması esastır. Zira bu Âyet’te Allah kullarına “Kur’an’dan sorguya çekileceksiniz” demişse; mutlaka sorguya çekileceğimizi idrak etmemiz; dünya hayatını Kur’an’ı öğrenerek ve yaşayarak geçirmemiz şarttır. Bu sorgulamadan kurtuluş yoktur. Allah, mutlaka sorguya çekecektir. Allah boş söz söylemez.

           İnsanların “sorguya çekileceksiniz” Âyet’inin ciddiyetini anlamaları, imtihana hazır olmalarının ne kadar önemli olduğunun sırrına ermeleri, gerekir. Herkes Kur’an’ı anlayarak okumalı ve zihinlerine yerleştirmeleri gerekir, ki imtihana hazır olabilsinler. Yoksa bu zamanda olduğu gibi, sadece Arapça okumasını öğrenip; güzel Kur’an okuma yarışlarıyla, Bu Âyet’in sırrına eremeyenlerin yaptığı gibi, hiçbir Âyet’in anlamını bilmeden; bunu yaşantısında tatbikata geçirmeden, “Kur’an’ı anlayan kullar” olmak mümkün değildir. Sorguya çekilmenin ne olduğunu okuması-yazması olmayan ve bu Âyet’lerin sırrına ermemiş kimselere sorsanız:

          “Kur’an’dan sorguya çekilmek nasıl olur” diye; size Kur’an’ın Âyet’lerinin anlamlarını bilmenin şart olduğunu belki de söyleyemeyeceklerdir. Zira insanlarımız bu zamana kadar, maalesef böyle yetiştirilmişlerdir. Arapça oku. İşler tamam. Arapçasından okundu, herşey tamam oldu denilmiştir. Anlamlarını bilmeden Kur’an Âyet’lerinin yaşantımıza tatbiki nasıl olacaktır? Kur’an okunması şifadır, öğüttür, hidayettir, hidayet rehberidir, rahmettir. Ayrıca Kur’an müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Bu nedenle mutlaka Allah ile karşılıklı konuşuyormuş gibi, Arapçasından okunması gereklidir. Ayrıca anlamlarının da öğrenilmesi şarttır. Anlamadan okunan Kur’an, kişinin sorgulanmasında fayda vermeyecektir.

           Şayet, anlamadan okunan Kur’an Âyet’lerinin biz kullarına faydası olsaydı; o zaman Allah, “Kur’an’dan sorguya çekileceksiniz” diye bir Âyet gönderme ihtiyacını duymazdı. Anlaşılması için tekrar ediyorum:

           Anlamadan okunan Kur’an’ın Âhiret hayatına faydası olsaydı, Allah, bu Âyet’i indirmezdi.

           Elbette okunan Kur’an bir öğüttür:

           KUR’AN ALLAH’TAN KORKAN KİMSE İÇİN BİR ÖĞÜTTÜR:
           20. Tâhâ Sûresi (2-3.) Âyet-i Kerîme(313. Sayfa):

           KUR’AN, PEYGAMBER İÇİN DE, KAVMİ İÇİN DE BİR ÖĞÜTTÜR:
           43. Zuhruf Sûresi 44. Âyet-i Kerîme(493. Sayfa):

           KUR'AN HİÇ KUŞKUSUZ, TAKVA SAHİPLERİ İÇİN BİR ÖĞÜTTÜR:
           69. Hâkka Sûresi 48. Âyet-i Kerîme(569. Sayfa):

           KUR'AN BİR ÖĞÜTTÜR:
           80. Tekvîr Sûresi 11. Âyet-i Kerîme(586. Sayfa):

           Okunan Kur’an bir şifa ve rahmet kaynağıdır:

           İMAN EDENLER İÇİN KUR’AN ÂYETLERİ BİR ŞİFA VE RAHMET KAYNAĞIDIR:
           17. İsrâ Sûresi 82. Âyet-i Kerîme(291. Sayfa):

           Okunan Kur’an bir hidayet rehberidir:

           KUR'AN KÖTÜLÜKTEN KORUNACAKLAR(MUTTAKİLER) İÇİN HİDAYETTİR:
           2. Bakara Sûresi 2. Âyet-i Kerîme(3. Sayfa ):

           KUR'AN HİDAYET REHBERİ'DİR:
           2. Bakara Sûresi 38. Âyet-i Kerîme(8. Sayfa):

           Okunan Kur’an bir hidayet ve rahmettir:

           KUR'AN İMAN EDECEK BİR KAVİM İÇİN HİDAYET VE RAHMETTİR:
           12. Yûsuf Sûresi 111. Âyet-i Kerîme(249. Sayfa):

           KUR'AN İNSANLARIN KALB GÖZÜNÜ AÇAN BİR NUR, KESİN BİLGİ EDİNMEK İSTEYEN BİR TOPLUM İÇİN DE HİDÂYET VE RAHMETTİR:
           45. Câsiye Sûresi 20. Âyet-i Kerîme(501. Sayfa):

            Okunan Kur’an temiz akıl sahipleri için ibrettir:

           KUR'AN MÜBÂREK BİR KİTAPTIR Kİ, İNSANLAR ONUN ÂYETLERİNİ DÜŞÜNSÜNLER VE TEMİZ AKIL SAHİPLERİ İBRET ALSINLAR."
            38. Sâd Sûresi 29. Âyet-i Kerîme(456. Sayfa):

            Okunan Kur’an müjdeleyici ve uyarıcıdır:

           KUR'AN MÜJDELEYİCİ VE UYARICI OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR:
           41. Fussilet Sûresi 4. Âyet-i Kerîme(478. Sayfa):

           Bu kadar Âyet-i Kerîme’de Allah, Kur’an’ın okunmasının, şifa, öğüt, hidayet, hidayet ve rahmet, ibret, müjdeci, uyarıcı olduğunu söyleyecek; bir kısım akıl sahipleri de Arapça okunmasının bu faydalarının olamayacağını iddia edercesine, “Arapça okunmasın; Türkçe okunsun” diyecekler ve Müslüman’ların geri kalmalarının sebebi olarak Arapça okunmasını gösterecekler. Öncelikle mantığınıza hitap ediyorum.

           “Oku” emri varken Müslüman’ım diyenlerin % kaçı Türkçe mealini okuyarak; “Kur’an’dan Allah bizi sorguya çekecek. Okuyalım. Sınıfta kalmayalım“ diyecek. Kur’an’ı anlamak suretiyle ezberine alacak; yetmedi, yaşantısını Kur’an hükümlerine göre düzenleyerek yaşayacak. Bu arada bu görevin Müslümanlarca yerine getirilebilmesi için “gerçek dindarların ve din bilginlerinin" % kaçı Müslümanlara bu konuda yardımcı olacak; kendilerini görevli sayacaklar?

           Diyanet teşkilatı vaazlarından devamlı duyarız. İmtihan var. İmtihan var. Belki 65-70 senedir vaazları dinlerim ve zihnime nakşederim. Neden “Kur’an’dan sorguya çekilme” konusunda bu Âyet’ten hiç kimsenin haberi yoktur. Bu Âyet’i kendim ezberlemek üzere çalışmak suretiyle elde ettim de, daha önce bu kadar vaaz verenden duymadım? Neden? Demek ki, bir yanlış üzere devam etmiş gitmişiz.

           Lütfen kamuoyu araştırması yaptırınız. Diyanet’in imkânları bu konuda vardır. Ankette  % itibariyle kaç kişi bundan haberdardır. Peki ey görevi din öğretmek olan vâiz Kardeşim! Kaç Müslüman’ın, aşağıdaki Âyet’in:

           KUR’AN’DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ:
           43. Zuhruf Sûresi 44. Âyet- i Kerîme(493. Sayfa):

           Hükmünü gerçek anlamda zihinlerine yerleştirmelerine vesile oldunuz? Bu konuda görevinizi tam anlamıyla yaptığınıza emin misiniz? Zira Müslüman’ların % itibariyle çok büyük bölümü “sorguya çekilmek’ ten habersizdir. Bunu araştırdınız mı?

           Sorgu varsa ve Müslüman’lar da bu konudan habersizlerse; siz:

           Emr-i bil ma’ruf ve nehy-i anil münker ile görevli, GERÇEK DİNDARLAR ve

           İslâm dinini öğretmekle yetkilendirilmiş DİN BİLGİNLERİ olarak; aşağıdaki Âyetler ile bildirilen hususlarda:

           5. Mâide Sûresi (62-63.) Âyet-i Kerîmeler(119. Sayfa):
           “62- Onlardan çoğunu, günah işlemede, düşmanlıkta ve haram yemede yarış ederken görürsün. Bu yaptıkları şeyler ne kötüdür!”
           “63- Gerçek dindarların ve din bilginlerinin, onları günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yaptıkları şey ne kötüdür!”


           Bu konularda “Allah akıl vermiş; öğrenselerdi” diyebilir misiniz? Bu sözle birlikte, kendi görevsizliğinizi ilân etmiş olmayacak mısınız?

           Lütfen öğretiniz. Öğretmediğiniz dersi imtihan edecek olan Allah’ın huzuruna çıktığınızda:

           "Görevinizi yapmadığınız kesinleşmiştir." derlerse, kime söz anlatabilirsiniz ki, Cehennem ateşinden nasıl kurtulabilirsiniz ki?

           Bilindiği üzere, Cehennem bekçileri Zebâni’lerdir. Bunlara torpil işlemez. Menfaatla ele geçirilemezler. Allah:

           “Atın Cehennem’e” demişse, Zebâniler atarlar. Hiç tereddüdünüz olmasın. “Allah’ın bir kulu bizi ikaz etmedi” demeyesiniz diye, sizi uyarma görevimi yapıyorum. Uyanma vaktidir. Uyanınız lütfen! İkazımızın, zararı olmaz. Zararın neresinden dönseniz kârdır.

           “Dost acı söyler” atasözü ne güzeldir. Acı sözler bile muhatabına baldan tatlı gelebilmelidir ki, uyansın; hatasından dönsün. Müslüman’ın Kur’an’dan sorguya çekilmesinde başarılı olması halinde, kendisi de görevini tam yapmış, kazandıklarını hak etmiş olarak Allah’ın huzuruna çıkabilsin.

           Allah Âyet’lerinde bunları bildirmişse; buna karşı söz söyleyecek:

           “Hayır Kur’an rehber değildir.”
           “Hayır Kur’an öğüt değildir.”
           “Hayır Kur’an şifa değildir.”
diyebilecek hiç kimse olamaz. Ancak dilin kemiği yoktur. Ahkâm kesmek kolaydır. Bu kadar Âyet ile Kur’an’ın okunmasının bildirilmesine karşılık:

           “Kur’an Arapça okunmasın; Türkçe okunsun” diyenleri anlamak da mümkün değildir. Zira Kur’an’ın dili Hak dilidir. Her millete/ her kavme/ her cemaate inmiş, tüm insanlara gönderilmiş olan(cihanşümul) Kur’an, hiç kimsenin tekelinde değildir. Tevrat’ın, Zebur'un ve İncil’in insan eli ile bozulmalarının arkasından, bozuk olan putperest kavim olan Arabistan’daki kabilelere inmesinin hikmeti de budur. Bozulan, puta tapan Kâbe ve çevresindekilerin, doğru yola getirilmesi için, Allah’ın bu putperestleri düzeltmek üzere, Peygamber ile birlikte Kur’ân-ı Kerîmi de Âyet Âyet 23 senede indirmiş olmasıdır. Bunu nereden anlıyoruz:

           KUR'AN, GAFİL OLAN KUREYŞ KABİLESİNİ, MUHAMMED ALEYHİSSELÂM'IN KORKUTMASI İÇİN  İNDİRİLMİŞTİR:
           36. Yâsin Sûresi (5-6.) Âyet-i Kerîmeler(441. Sayfa):
           "5.-6. Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah’ın indirdiği (Kur’ân) ile korkutasın."

           Ayrıca, “Mekke halkını ve çevresindeki bütün insanlığı uyarman için indirdiğimiz mübârek bir Kitap’ tır” diyen aşağıdaki Âyet ile bildirildiği üzere, Kur’an’ın “cihanşümul” olduğunu/ bütün insanlığa hitap ettiğini, bu Âyet’ten anlayabilmekteyiz.

           KUR'AN ŞEHİRLER ANASI(MEKKE) HALKINI VE ÇEVRESİNDEKİ BÜTÜN İNSANLIĞI UYARMAN İÇİN İNDİRDİĞİMİZ MÜBÂREK BİR KİTAP'TIR:
           6. En’âm Sûresi 92. Âyet-i Kerîme(140. Sayfa):
           "92. Bu Kitap (Kur’ân), kendinden önceki kitapları tasdik eden, şehirler anası (Mekke) halkını ve çevresindeki bütün insanlığı uyarman için indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Âhiret gününe iman edenler bu Kitab’a da iman ederler ve onlar namazlarına da devamlıdırlar."

           Kur’an Arapça olarak indirilmeseydi:

           EĞER BİZ KUR'ÂN-I KERÎM'İ YABANCI DİLDEN BİR KUR'AN YAPSAYDIK:
           ONLAR MUTLAKA: «ARAP BİR PEYGAMBER'E YABANCI DİL ÖYLE Mİ?» DERLERDİ:

           41. Fussilet Sûresi 44. Âyet-i Kerîme(482. Sayfa):
           "44. Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur’ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur’ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar (da duymuyorlar)."

           Bu Âyet’in belirttiği üzere, Arapça olarak indirilme zorunluluğu vardır. Zira putperest bir Arap kavmine indirilmekte olan Kur’an’ın, bu kavmin ana dilinden olması esastır. Onların İslâm’a girmeleri hedeflenmektedir. Kur’an Arapça okunmasın diyenlerin sözleri, bu çerçevede havada kalmakta; itirazın gereksizliği açık olarak göze çarpmaktadır.

           Saygılarımla. 15.09.2023 23:19

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
« Son Düzenleme: Eylül 14, 2024, 06:15:06 ÖS Gönderen: is »