Gönderen Konu: 62.Cuma/1-9- GÖKLERDE VE YERDE OLANLARIN HEPSİ, ALLAH’I TESBİH ETMEKTEDİR  (Okunma sayısı 6588 defa)

is

  • Administrator
  • Sr. Member
  • *****
  • İleti: 472
-GÖKLERDE VE YERDE OLANLARIN HEPSİ, ALLAH’I TESBİH ETMEKTEDİR
-EY İNANANLAR! CUMA GÜNÜ NAMAZ İÇİN ÇAĞRILDIĞI(NIZ) ZAMAN, ALLAH’I ANMAYA KOŞUN, ALIŞVERİŞİ BIRAKIN. EĞER BİLİRSENİZ, BU SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR


           GÖKLERDE VE YERDE OLANLARIN HEPSİ, ALLAH’I TESBİH ETMEKTEDİR:
           62. Cuma Sûresi 1. Âyet-i Kerîme(554. Sayfa):
           "1. Göklerde ve yerde olanların hepsi padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah’ı tesbih etmektedir."

***

           EY İNANANLAR! CUMA GÜNÜ NAMAZ İÇİN ÇAĞRILDIĞI(NIZ) ZAMAN, ALLAH’I ANMAYA KOŞUN, ALIŞVERİŞİ BIRAKIN. EĞER BİLİRSENİZ, BU SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR:
           62. Cuma Sûresi 9. Âyet-i Kerîme(555. Sayfa):
           “9. Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah’ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.”


           Cuma Namazı haftada bir kere Müslümanlarca yapılan bir ibadet şeklidir. Bu Mü’min’in en önemli bayramlarındandır. Zira bu Âyet-i Kerîme tüm inanan Müslümanları bu namaza dâvet etmektedir.

           Namaza katılanların bu bayramı ihyâ etmeleri(canlandırmaları, mutluluk kazandırmaları tdk- gts.) onların Allah’a karşı sorumlulukları/ borçlarıdır. Zira Allah kullarına verdiği sonsuz nimetler karşısında, çok sınırlı isteklerde bulunmakta; bilhassa insanların 24 saatlik mesailerinde 1/ 2 saatlerini alabilecek ibadetler istemektedir

           Bu ibadetler yanında Âyet gereği, “dâimî zikir”de olmak bu ibadetlerden ayrı olarak yapılan bir ibadet şekli değildir. İlgili Âyet’te açıklandığı üzere, 24 saat, ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken Allah’ın, her tür zikir vasıtaları ile ve kalp ile anılmasıdır. Hatırlanmalıdır ki:

           -Namaz zikirdir.
           -Kur'an okumak zikirdir.
           -Çalışmak zikirdir.
           -İstirahat zikirdir.
           -Görevde asker zikirdedir.
           -Memur görevini yaparken zikirdedir.
           -Ailesi ile bulunmak zikirdir.


           Bu kadar nimete boğulmuş olan insanların, Allah’ın istediği, bu Âyet ile sabit olan Cuma Namazı borcunun ödenmesi, “ben Müslüman’ım diyen kadın erkek herkese borçtur. Âyet’te kadın-erkek ayrımı bildirilmemiştir.

            “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah’ı anmaya koşun, alışverişi bırakın…” Âyet’i gereğii, Müslümanlarca Cuma Namazına koşulması gerekir. Bâzı kimselerin çeşitli bahaneler bularak “Cuma Namazları”nı aksatmaları aklın alacağı şeyler değildir. Zira hiç kimse, bir başkasının yaptığı yanlışları ileri sürerek, Cuma Namazı’nı terketmeye kalkmamalıdırlar. Bu yanlış hareket kabul edilemez.

           Bütün ibadetler Allah’a yapılır.
           Bütün ibadetlerde Allah’tan yardım istenir. O halde, çeşitli bahanelerin:

           -İmam ehliyetli değil.
           -Kokulu çorapları ile gelen cemaat var.
           -Verilen vaaz siyâsî. Siyaset câmilere girmiş.
           -Câhil hocaların arkasında namaz kılmam.
           -İmamlık yapan kişinin yaşantısı Müslüman gibi değil. Arkasında namaza durmam.

           
           Daha birçok bahanelerle Cuma’ya gitmeyen Müslümanların bir tek bu Âyet’i düşünerek:

           “Her ne olursa olsun, Cuma Namazı benim için farz olduğundan, bu yanlışlar karşısında Cuma Namazına gitmekten geri durursam, bu yanlışların düzeltilmesini de istemiyorum demektir” diyebilmelidirler.

           İkinci bir husus, Şeytan’ın vesveseleri ile, Cuma Namazına gitmekten geri duran kimse, iki hususu düşünerek seçimlerini yapmalıdırlar:

           1. Âyet’in emri ile, “Cumaya gitmek mi?
           2. Şeytan’ın dürtüsü ile şunun-bunun hatalarına bakarak, farz namaz olan Cuma Namazını terketmek mi?


           Bu soruların cevabını verebildiğiniz takdirde, istediğiniz yöne gitmek, kendi cüz’î iradenize bağlıdır. Zira:

           DİNDE ZORLAMA YOKTUR:
           2. Bakara Sûresi 256. Âyet-i Kerîme(43. Sayfa):
           “256-Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkâr edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.”

           Bu Âyet’in hükmü ile sabittir ki, “…doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir…” İsteyen DOĞRU YOLA, isteyen EĞRİ YOLA gitmekte iradelerinde serbesttirler. Rabb’im, cümlemizi, doğru yoldan ayrılmayanlardan eylesin.

           Saygılarımla. 19.09.2023 23:07

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
« Son Düzenleme: Eylül 24, 2024, 01:42:39 ÖS Gönderen: is »