KIYAMET, HİÇBİR ALIŞVERİŞİN, HİÇBİR DOSTLUĞUN, HİÇBİR ŞEFAATİN BULUNMADIĞI BİR GÜNDÜR KIYAMET GÜNÜ GELMEDEN ÖNCE, SİZE VERDİĞİMİZ RIZIKLARDAN ALLAH YOLUNDA HARCAYIN:
KIYAMET GÜNÜ:
-HİÇBİR ALIŞVERİŞİN,
-HİÇBİR DOSTLUĞUN,
-HİÇBİR ŞEFAATİN BULUNMADIĞI BİR GÜN' DÜR: 2. Bakara Sûresi 254. Âyet-i Kerîme(43. Sayfa): “254- Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.” Sizlere verilen rızıklardan Allah yolunda harcanmasının, kıyamet gelmeden önce yapılmasında fayda olduğu, bu Âyet ile bildirilmiştir.
Öyle bir günün haberi verilmektedir ki, o gün:
-Hiçbir alışveriş olmayacaktır.
-Hiçbir dostluk bulunmayacaktır.
-Hiçbir şefaat kabul edilmeyecektir. O halde:
Bu günlerde yaşanan korona virüs pandemisiyle, evlere kapanan insanların, bu târif edilen günden farkı yok gibidir. Aynen Kıyamet’ in olduğu günde olanlar gibi bir tabloyla karşı karşıya kalacağımız ikaz edilmektedir. Ders almak için sebebimiz çoktur. Korona pandemisi de böyle bir günü hatırlatmak için bir vesile olmuştur.
Bizlere verilen rızıklardan, yukarıdaki Âyet-i Kerîme’de belirtildiği üzere, Allah yolunda harcanması istenmektedir.
"Kâfirlerin zâlim olduklarının" ifade edilmesi, bu Âyet gereği, Allah yolunda harcamayacaklarını bilen(gelecekte olanları önceden bildiği için) Allah, bu kimseleri, zâlim olarak değerlendirmektedir. Burada tüm insanların kader hücrelerindeki(Levh-i Mahfuz'da ki) bilgilerin muhafazası akla gelmektedir.
Levh-i Mahfuz'da bu bilgiler(Allah'ın önceden bildiği bilgiler olması nedeniyle) toplanmakta, insanların ve cinlerin yaratılması ile, bu kimseler hakkında ki hayat boyu yapılanların dökümü diyebileceğimiz bilgiler, Açık bir Kütük'te/ Levh-i Mahfuz'da toplanmak üzere depolanmakta, kıyamet gününe kadar bu bilgiler saklanmaktadır. Bu nedenle insanların bir kısmının zâlim olduklarını bilen Allah,
kâfirleri, "zâlim" olarak önceden bildirebilmektedir. Levh-i Mahfuz’da saklanan bilgiler sonucu, Allah:
ECEL NE ÖNE ALINABİLİR; NE DE ERTELENEBİLİR: 23. Mü’minûn Sûresi 43. Âyet-i Kerîme(346. Sayfa): “43. Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.” ALLAH İNSANLARI ZULÜMLERİ YÜZÜNDEN HESABA ÇEKSEYDİ, YERYÜZÜNDE KIMILDAYAN TEK CANLI BIRAKMAZDI: ECELLERİ GELDİĞİ ZAMAN, ONU NE BİR SAAT ERTELEYEBİLİRLER; NE DE BİR SAAT ÖNE ALABİLİRLER: 16. Nahl Sûresi 61. Âyet-i Kerîme(274. Sayfa): “61. Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldiği zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.” HER ÜMMETİN BİR ECELİ VARDIR. ECELLERİ GELİNCE ARTIK NE BİR AN GERİ, NE BİR AN İLERİ GİDEBİLİRLER: 10. Yunus Sûresi 49. Âyet-i Kerîme(215. Sayfa): "49. De ki, «Ben, Allah’ın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir zarar ne bir fayda verebilirim». Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince artık ne bir an geri, ne bir an ileri gidebilirler." HER ÜMMETİN BİR ECELİ VARDIR. O ECEL GELDİĞİNDE, NE BİR AN ERTELEYEBİLİRLER, NE DE ÖNE ALABİLİRLER:
ALLAH’IN İZNİ OLMADAN ÖLMEK YOKTUR: 7. A’râf Sûresi 34. Âyet-i Kerîme(155. Sayfa): "34. Her ümmetin bir eceli vardır. O ecel geldiğinde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler." ECEL GELMEDEN ÖLMEK YOKTUR: 3. Âl-i İmran Sûresi 145. Âyet-i Kerîme(69. Sayfa): “145- Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız.” ALLAH SÜRESİ GELDİĞİ ZAMAN HİÇBİR CANI ERTELEMEZ: 63. Münâfikûn Sûresi 11. Âyet-i Kerîme(556. Sayfa): "11. Allah süresi geldiği zaman hiçbir canı ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır." Yukarıdaki Âyet’ lerin bildirdiği üzere, Allah, insanların ve cinlerin hayat filimlerini, yaratıldıklarında Levh-i Mahfuz’a/ Açık bir Kitap’a koymakta, ecellerinin geleceği gün, saat, dakikayı bildirmektedir. Bu sonsuz geleceğin ve sonsuz geçmişin bilgilerini bir anda ihata edebilen Allah’a zor gelmez.
Kıyamet günü geldiğinde, herkes aynı seviyede olacak, hiç kimse ayrıcalıklı olmayacaktır. Dünyalık işlerde geçen torpillerin, rüşvetlerin, kayırmaların, akrabalık ilişkilerinin hiç biri fayda vermeyecek; insanlar yaptıkları fiillerle, kazandıkları sevaplarıyla mizana tâbî tutulacaklardır. Kazandıkları fazla olanlarla, kazandıkları az olan/ kazanamayanların dereceleri Allah katında farklı olacak; neticede, insanlar, Cennet/ Cehennem'i hak etmiş olarak, hak ettikleri yerlere gönderileceklerdir.
İşte Kıyamet, bu derecelendirmelerin, bu kazanan/ kaybedenlerin gündeme getirilmesi için, dünyanın defterinin kapatılmasına vesile olan bir olaydır. Bu nedenle insanların, bu güne hazırlanmaları için, bu Âyet ile uyarılmaktadırlar. Bu nedenle insanların, bu güne hazırlanmaları için,
“…size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın” denilmektedir. Gaflet içinde olup; kazancımızın ihtiyacımızdan fazlasını, ihtiyacı olanlara nafaka olarak vermemiz gerektiğini unutmamalıyız. İnsanların akıllı olmalarının gereği budur. Aşağıdaki Âyet-i Kerîme’de, insanların uyarılması, Kur’an’dan sorguya çekilmeleri söz konusu iken:
KUR’AN, PEYGAMBER İÇİN DE, KAVMİ İÇİN DE BİR ÖĞÜTTÜR:
KUR’AN’DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ: 43. Zuhruf Sûresi 44. Âyet-i Kerîme(493. Sayfa): “44. Doğrusu o Kur’an, senin için de, kavmin için de: öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.” Âyet’inin ifade ettiği hikmet debudur.
Aklını kullanmayanların Kıyamet günü hüsrana uğrayacakları, bilinen bir gerçektir. Aklı kullanma, birçok Âyet'de sık sık tekrarlanmıştır. Bu kadar fazla tekrardan sonra, insanların bir kısmının, hâlâ akıllanmamış, insanların haklarını gasp eder, zulümle anılır olmalarını anlamak mümkün değildir. Zira aklını kullananların azaba uğramayacağı, aklını kullanmayanların zararda oldukları bilinen bir gerçektir.
KUR' AN' A TÂBÎ OLAN VE GÖRÜNMEDİĞİ HALDE ALLAH’ TAN KORKAN VE İNANAN KİMSE, İMAN ETMİŞ DEMEKTİR:
KUR' AN' A TÂBÎ OLAN KİMSE İMAN ETMİŞ DEMEKTİR:
GÖRÜNMEDİĞİ HALDE ALLAH’TAN KORKAN VE İNANAN KİMSE, İMAN ETMİŞ DEMEKTİR:
İMAN ETMEK, GÖRÜNMEDİĞİ HALDE ALLAH'TAN KORKMAK VE İNANMAKTIR: 36. Yâsin Sûresi 11. Âyet-i Kerîme(441. Sayfa): “11. Sen ancak Kur’ân’a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah’tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.” Burada yazılanlar,
Allah'ı görmediği halde iman etmiş olanlara bir şey ifade eder. İnanmayanların düşünmeleri için bir fırsattır. İnanmayanlar kendileri isterlerse, bu fırsattan faydalanmaları için hâlâ zamanları vardır. Akıllarını kullanarak doğru yolu
(Allah'ın Kur'ân-ı Kerîmi'ndeki Âyet'lerle târif ettiği doğru yolu/ Sırat-ı Müstakîm'i)
bulmaları için bu fırsatlardan faydalanmaları, kendilerinin inisiyatifinde olan bir husustur.
Allah’ın, tüm insanların doğruları görmesine yardım etmesi dualarımızla.
Saygılarımızla. 13.09.2021 13:23
ÖNEMLİ NOT:
1-) KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ: 1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA; 2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA; 3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM. BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.
2-) KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
3-) YAZILARIMDA AÇTIĞIM PARANTEZLERİ, ARALIK VEREREK VE SATIRBAŞI YAPARAK BİLDİRMEKTEYİM. AÇILMIŞ ÇOK UZUN PARANTEZLERDE, PARANTEZİN NEREDE BİTECEĞİ BİLİNMEDEN OKUNMASININ KARIŞIKLIĞINI BİTİRMEK İÇİN BU ŞEKİLDE, BİR USÛL SEÇTİM. BİLGİLERİNİZE.