SAVAŞMANIN ŞARTLARI
SAVAŞMANIN ŞARTLARI:
-SİZE SAVAŞ AÇMALARI;
-SAVAŞIN ALLAH YOLUNDA YAPILMASI;
-HAKSIZ SALDIRIDA BULUNULMAMASIDIR:
2. Bakara Sûresi 190. Âyet- i Kerîme(30. Sayfa):
“190- Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın. Çünkü Allah haksız saldıranları sevmez.
Bu Âyet’te bildirildiği üzere, “…haksız saldırıda bulunmayın” diyen Allah, bu Âyeti ile savaşı sevmediğini bu şekilde ifade etmekte; hiçbir saldırı yokken, saldırılmamasını bildirmektedir. O halde Allah’ın sevmediği savaşı, hiçbir saldırı yokken kim yapar; bu Âyet’e inanmayanlar yapar. İnanan kimselerin, durup dururken ve hiçbir sebep yokken saldırmaları düşünülebilir mi? Asla düşünülemez. Zira sebepsiz saldırı yapılması durumunda, bu Âyet’e ters düşülmüş olur. Kur’ân-ı Kerîm’in emirlerine aykırı iş yapmak hiçbir Mü’min kimsenin haddi olmaması gerekir. Aklı başında bir Mü’min ve Muvahhid kimse, sebepsiz yere savaş açmaz; açamaz. Sebepsiz yere savaşa katılamaz. Cinâyete ortaklık etmek Kur’an’ın hiçbir Âyet’inde yoktur. Bilakis, insan öldürmenin yanlışlığı:
BİR NEFSİ(CANA KIYMAYAN VE YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK ÇIKARMAYAN BİR NEFSİ) ÖLDÜREN, BÜTÜN İNSANLARI ÖLDÜRMÜŞ GİBİ OLUR:
5. Maide Sûresi 32. Âyet-i Kerîme(114. Sayfa):
“32- Bunun içindir ki, İsrâiloğulları'na: "Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur" hükmünü yazdık (farz kıldık). Şüphesiz ki onlara peygamberlerimiz açık delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onların birçoğu yeryüzünde aşırı gitmektedirler.”
Savaşta öldürülen kimsenin:
-Bir cana kıymış olması;
-Yeryüzünde bozgunculuk çıkarması şartı vardır:
"...Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse,...” Âyet’in bu ifadesinde, cana kıymış olan ile, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmış olanın öldürülmesi kastedilmektedir.
Bir ülkeye saldırıya geçenler öldürülmektedir. Zira savaş için gelenlerin niyetlerinde, o ülkeyi ele geçirmek için, cana kıymaları söz konusudur. Bu nedenle, savaş için gelenlerin öldürülmeleri bu Âyet çerçevesinde doğru bir hareket tarzıdır.
Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmanın da, öldürülmeye sebep olacak kadar, büyük günah olduğu bilinmelidir.
Bütün insanların canlarının emniyetleri, bu Âyet ile sağlanmış olmaktadır. Zira cana kıyan bir insanın kısas hükmü ile hayatına son verilebilmektedir. Bozgunculuk çıkarıp, bütün insanların huzurunu kaçıranların da öldürülmeleri söz konusudur.
Birçok suçsuz kimseyi rehin/ rehine alıp canlarına kasteden bir kimsenin öldürülmesi, bu Âyet hükmü gereği mümkündür. Ancak bu iki sebep dışında, hiçbir insanın öldürülmesi doğru değildir. Yeryüzünde aşırı giden ve cana kıyanların azabı Allah katındadır.
Bu Âyet’te İsrailoğulları’na Tevrat'ta farz kılınan ”cana kıymama kuralı"na İsrailoğulları’nın uymadıkları, “…Yine de bundan sonra onların birçoğu yeryüzünde aşırı gitmektedirler.” demek suretiyle, cana kıymaya devam ettikleri bu Âyet ile bildirilmektedir.
İsrailoğulları Tevrat’ın kaldırılmadığı, hükümlerinin geçerli olduğu zamanlarda verilen “cana kıymama” görevini o zaman da, bu zaman da ihlâl etmeye devam etmektedirler. Allah’ın bu ikazının MÛCİZEVÎ bir şekilde, İsrailoğulları’nın uyanmaları için Hazreti Muhammed eliyle ve Kur’an hükmüyle 1400 seneler öncesinden yapıldığını Yahudiler hâlâ görmeyecekler mi?
İnsanlar, Allah tarafından ancak bu kadar, korunmak üzere ve uyanmaları için ikaz edilebilir. Daha fazlasını beklemenin gereksizliğini görüp uyanabilen Yahudilere ne mutlu.
Saygılarımla. 07.09.2021 21:27
ÖNEMLİ NOT:
1-) KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:
1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.
BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.
2-) KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA HİTABETTİĞİ İÇİN, SİTEMDE, TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
