YAHUDİ VE HRİSTİYAN'LARIN ARZU VE HEVESLERİNE UYMAYINIZ
ONLARA TÂBÎ OLMADIKÇA NE YAHUDİLER, NE DE HRİSTİYANLAR SENDEN ASLA HOŞNUD VE RÂZI OLMAZLAR. BU NEDENLE ONLARIN ARZU VE HEVESLERİNE UYMAYINIZ:
2. Bakara Sûresi 120. Âyet-i Kerîme(20. Sayfa):
"120. Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar senden asla hoşnud ve razı olmayacaklar. De ki, gerçekten de Allah’ın hidayeti, hidayetin ta kendisidir. Şânım hakkı için, sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, kalkıp da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, sana Allah’dan ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı."
Dinlerin temelinde Allah inancı olduğundan, insanların diğer dinlerden olan insanlara da iyilikle mukabele etmeleri esas olmakla birlikte, Yahudilerin ve Hristiyanların, Müslümanlara karşı tavırlarının olumsuzluğunu Allah(c.c.) bu Âyet ile tescil etmektedir. Bu tescil gelecekte olabilecekleri bildirmesi açısından, MÛCİZE bir bildirimdir.
Müslümanlar bütün insanları sevseler de, Yahudiler ve Hristiyanlar Müslümanları sevemezler. Tescil eden Allah'tır. Bu emre dikkat edilmesi gerekir. Bu uyarı MÛCİZE değildir de, nedir? Allah sonsuz geleceği ve sonsuz geçmişi bir anda ihata edebilen MUTLAK VARLIK'tır. Bu nedenle gelecekten bir haber olarak, bu Âyet, MÛCİZE hükmünde bir Âyet'tir. Bu ikazlara rağmen, geldiğimiz noktada durumumuza bakar mısınız? Aklediniz lütfen! İlişkilerimiz ne halde düşününüz.
Zamanımızda gündeme getirilen İslâmafobi/ İslâm korkusunun ne kadar yanlış olduğunu her akıl sahibi bilir. Bu Âyet'te bildirildiği üzere, Allah, Kur’ân-ı Kerîm’inde, Yahudiler ve Hristiyanlar, bu korku ile bağlılarını korkutacaklarını, bir “MÛCİZE” olarak gündeme getirmiş olup; bunların ezelden beri İslâm düşmanlığı yapacaklarının, MÛCİZEVÎ BİR DELİLİ olarak ortaya koymuştur.
Onların İslâmiyete yakınlaşmalarının önüne geçmek istediklerini, ezelden bilen Allah, “…ne yahudiler, ne de hıristiyanlar senden asla hoşnud ve razı olmayacaklar…” demek suretiyle, Müslümanların bunlara karşı uyanık olmalarını istemektedir.
İslâm Âlemi istedikleri kadar Yahudi ve Hristiyanlara yakınlık gösterseler de; bunların dostluklarının olamayacağını, Allah bu Âyet’inde tescil etmiştir. Bu konuda Allah’ın bilgisinden daha üst düzey bilgisi olan bir kimse olabilir mi? Asla olamaz. O halde, Müslümanların kendilerini Yahudi ve Hıristiyanlara sevdirmeleri mümkün değildir. Ancak:
İslâm’a dâvet edilip, Müslüman olan Yahudi ve Hıristiyanlar, mürted (Müslüman olmadığı halde Müslüman gibi görünen) olmadıkları sürece, bu Âyet’in muhatabı olmayacaklar; diğer milletlerden olan Müslümanları da sevebileceklerdir. Zira Allah “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir” diye Âyet’lerinde bildirmiştir. Müslüman olan Yahudi ve Hristiyanların Müslümanlara düşmanlık beslemeyeceklerinin de garantisi, bu Âyet’tir.
Tarih boyunca İslâm görünüp İslâm’ın yıkılması için çalışan çok fazla Yahudi ve Hristiyan’ın yıkıcı faaliyetlerine bu dünya sahne olmuştur. Bizler Allah’ın bu uyarısına kulak vermeli ve Müslüman olmadıkça bunların düşmanlıklarının bitmeyeceğini aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini bilmeliyiz. Bu hususu, yine bu Âyet'e dayandırarak ortaya koyabiliyoruz.
“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir” hükmü ile Müslümanları sevmemiz Allah’ın Âyet’i ile sabit bir husustur ki, Yahudi ve Hristiyanlara karşı sevgisiz davranılması, “İslâm kardeşliğine” aykırı düşmektir. Müslümanlar İslâm kardeşliğini hiçbir sebeple terkedemezler.
Diğer dinlerden olup; Müslüman olan herkesin “Mü’min'ler ancak kardeştirler” Âyet’i çerçevesinde, kardeşliklerini kabul etmek her Mü’min için farzdır. Zira:
MÜ'MİNLER ANCAK KARDEŞTİRLER:
49. Hucûrat Sûresi 10. Âyet-i Kerîme(517. Sayfa):
“10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete eresiniz.”
“Bütün Mü’min’ler kardeştir.” Âyet’i çerçevesinde, her Müslüman’ın kardeşliklerini kabul etmek, her Mü’min için farzdır. Ancak bu Âyet’in ışığında devlet adamlarımızın, Yahudi ve Hristiyanların Müslümanlara karşı düşmanca davranacaklarını akıllarından asla çıkarmamaları gerektiğini bilmelidirler. Aralarına Müslümanları almayacaklarına göre, onlarla her tür ticârî, iktisâdî, askerî ve siyasal konularda dikkatli davranarak; Allah’ın 1400 sene öncesinden bildirdiği uyarısını kulak arkası etmemeleri gerekmektedir. Devlet adamlığının temelinde, Allah’ın uyarılarını dinlemenin önemi son derece büyüktür.
Yahudi ve Hristiyanlarla her tür münasebetlerimizde, dikkatli olmak temennilerimle.
Saygılarımla. 28.08.2021 23:11
ÖNEMLİ NOT:
1-) KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:
1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET'LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.
BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.
2-) KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE, TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!