Gönderen Konu: GENÇLERLE SOHBET(12) TASARRUFLU YAŞAMAK/ PARA HARCAMA SANATI  (Okunma sayısı 14523 defa)

is

  • Ziyaretçi
PARA HARCAMA SANATI
23.12.2008- 23:45


           "Ayağını yorganına göre uzat."
           “Para seni kullanmasın; sen parayı kullan.”

           Ne güzel bir söz. Bir hayatı düzene sokabilmek için özlü ve gerçekçi bir cümledir bu söz. Bir hayat düzenleyici nasihattir. Bir güzel tavsiyedir bu söz. Bu ifadenin güzelliğini, yaşantıdan örneklerle daha güzel anlatma imkânı bulunabilir. Zira çevremizde bulunan "paranın kullandığı insanlar" dan çoğu, bu günlerde, kredi kartlarının mahkûmu olmuş; tüm varlığını bu kartlara yatırmış; “el elde, el başta” çaresiz ve çıkar yolu olmadan, yaşamaya mahkûm hale gelmişlerdir.

           Not: Resmî rakamlarla kredi borçları ile kredi kartı borçları toplamı Ağustos 2015 itibariyle 734 milyar TL. olarak açıklanmıştır.

           İnsanların, var oldukları günlerden bu yana, birbirleriyle alışverişleri eksik değildir. Alışverişe aracı olan para, binlerce sene önce kullanılmaya başlanmıştır. Ancak insanları bu kadar kendine bağlayan bir meta, dünyada başka hiçbir yerde ve hiçbir zamanda görülmemiştir. İnsanlar paraya çok değer verir hale gelmişler; âdeta paraya tapar olmuşlardır. Nâdiren olmakla birlikte, bir kısım insanlar kendilerini paranın esiri yapmamışlar; paranın esâretine girmeye devamlı direnmişlerdir. Paranın kendilerini kullanmasına fırsat vermeden yaşantılarını sürdürmüşlerdir. Parayı kullanabilen bu insanların direnişleri sonucudur ki, yaşantılarının her safhasında, başları dik gezmişlerdir. Hiçbir zaman parasızlık çekmeden/ başkalarına muhtaç olmadan yaşamanın zevkine ermişlerdir.

           Bilindiği üzere insanların para edinme yolları, serbest çalışma(işyeri sahipliği/ sanatkârlık bu grup içerisinde düşünülmelidir), ya da bir müessesede/ kurumda/ kuruluşta, işçi/ memur statüsünde çalışma şekillerinden biri vasıtasıyla olmaktadır. Çalışmalarının sonucu elde ettikleri aylık/ ücret karşılığında, yaşantılarını idame ettirebilmeleri için gerekli hâle gelmiş olan paranın, harcanması esnasında, iki yol vardır:

           1-) Bu parayı kazanan kişinin, elde ettiği parayı kullanması;
           2-) İkincisi ise, paranın, kazanan kişiyi kullanması şeklindedir.

           Zamanımızda para yaşantının şartı haline gelmiştir. Ancak bir hususun altını çizmek gerekir ki, o da alınan ücretin/ maaşın miktarı, insanların yaşama standartlarını tutturabilmeleri için yeterli olup olmadığıdır. Miktarı ne olursa olsun, kazanılan paraların, açgözlü insanların tüm isteklerine cevap verebilecek miktarda olamayacağı bir gerçektir.

           Ekonomi kitaplarında ilk cümlelerden biri:

           “İnsan şahsi menfaat saikiyle(sebebiyle/ güdüsüyle tdk.- gts.) hareket eder” cümlesidir. Ekonomi kitaplarında yazılan bu hayat düsturu(genel kuralı- tdk.- bts.), herkes için doğru hükmündedir. Ancak istisnaları da olacaktır. Bu kural dışı kimseler, paranın hiçbir şey olmadığını idrak etmiş(anlamış, kavramış tdk.- gts.), yaşantılarında paraya değer vermemeleri ile de bu düsturlarını göstermişlerdir. Bu kimseler paranın esiri olmadan yaşamanın zevkine ermişlerdir.

           Zamanımızda, paranın kullandığı insanlar o kadar büyük boyutlara ulaşmışlardır ki, her yerde, her yaş grubunda, her cinste, paraya kul olanları görmek mümkündür. “Paranın nereden geldiği, ne kadar geldiği sorgulanmadan, durmadan harcanması gerekir” hükmüyle hareket eden kimselerin, sonuçta acı hallere düşmelerinin görüntüleri her yerde rastlanılan olaylardandır.

           Bilindiği üzere, 20. Yüzyılın getirdiği para kullanım araçlarından olan kredi kartları, nakit paraların bankalardan uzaklaştırılmadan, alışverişlerin döndürülmesi amacı ile üretilmiştir. Herkese bol keseden dağıtılmakta olan kredi kartları, kullananlardan parayı geri alabilir miyiz, sorusunu kendilerine sormadan dağıtılmaktadır. Kart alan mudiler de bu kartları, sanki ödenmesi gerekmezmiş gibi alışverişlerde rahatlıkla kullanmaktadırlar. Sınırsızca harcamalara yol açan bu vurdumduymazlığın altında yatan gerçek, insanlardaki para harcama hırslarını, ön plâna çıkararak, bankalara akacak kredi faizi gelirlerinin artırılması gayesinin güdülmesidir. Bu nedenle eldeki imkânların değerlendirilmesinde, zamanımızın tuzakları içerisinde en önemli yeri tutan kredi kartları olup; bunun yanında, bankaların kullandırmaya can attıkları, krediler gelmektedir. Bu tür tuzaklarla insanların gelecekleri çalınmakta, para harcama sınırlarının zorlanması ile, hayatları karartılmaktadır.

           İnsanlarımızın akıllarını kullanarak, paranın çekiciliğinden uzaklaşmaları ve "ayağımızı yorganımıza göre uzatma" nın yollarını bilerek yaşamamızın, hedefimiz olması dileklerimle.

           Saygılarımla… 19.11.2014 22:15
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2015, 10:04:12 ÖS Gönderen: is »