Gönderen Konu: NÂMERTTEN DOST OLMAZ  (Okunma sayısı 13899 defa)

is

  • Ziyaretçi
NÂMERTTEN DOST OLMAZ
« : Kasım 17, 2014, 09:33:26 ÖS »
NÂMERTTEN DOST OLMAZ
23.04.2009 23:17


           İnsanların, güvenebilecekleri kimseleri, doğru seçmeleri gerekir. Aksi takdirde güvendikleri dağlara karların yağdığını görmeleri kaçınılmazdır.

           İnsanların ailesine güvenmesinden daha normal ne olabilir? Elbette herkes, öncelikle kendi ailesine güvenerek, yaşamını sürdürmek durumundadır. Zira insana ailesinden daha yakın hiç kimse olamaz. Ailesinden de kendilerine gelebilecek bir zarar(çok uç noktalarda yaşanan durumlar hariç sayılırsa) gelmeyecektir. 

           İnsanlar dostlarla/ arkadaşlarla/ komşularla/ meslektaşlarla yakın ilişkiler içerisinde günlerini geçirerek yaşamlarını sürdürürler. Bu durum sosyal yaşantının gereğidir. Ancak çok uç noktalarda düşünce potansiyeline sahip kimseler hariç olmak üzere, çoğu kimse, genellikle, çevresindeki insanlarla yakınlık kurmak suretiyle, dost/ arkadaşlar edinerek ömürlerinin sonuna kadar “mutlu yaşamak isteği” ile yola çıkmışlardır. Dostlarla/ arkadaşlarla geçirilen zamanların kıymetini bilen kimselerin, huzurlu bir yaşam sürdükleri, bir gerçeklik olarak ortada durmaktadır.

           Edinilen bu dost/ arkadaşların bu günlerde çok daha fazla dikkat sarf edilerek seçilmeleri gerekir. Zira insanlık çok önemli dar boğazlardan geçmektedir. Şahsî menfaatlerin, olabildiğince ön plâna çıkartılması sonucu, insanların yapılarındaki bozulmalar gittikçe artmaktadır.  Bu bozulmalar nedeni ile de, dostlukların/ arkadaşlıkların erozyona uğratılarak sürdürülmesi normal hâle gelmiş gibi görünmektedir. Neticede dost/ arkadaş olarak seçilecek kimselerin, insanın sırtını dayayabileceği yapıda kimseler olması arzu edilmektedir.

           Sağlam dostlukların/ arkadaşlıkların azaldığına işaret etmek ve insanın kendi ailesinden başka dost bulmasının zorluklarını belirtmek üzere, kaleme aldığım aşağıdaki dört mısrada bu husus belirtilmektedir.

           Bilindiği üzere insanlık/ dünyamız, kıyamete gidiş hattı üzerinde bulunmaktadır. Kıyamet, inancımız gereği “mutlak var” olarak kabul edildiğine göre, kıyamete gidişin arkasında bulunan gizli mânâyı da çıkarmamız/ anlamamız kaçınılmazdır. Madem ki, kıyamet yaklaşmakta; o halde insanlığın var saydığı tüm güzelliklerde/ tüm değerlerde, bir çeşit aşınmanın/ erozyonun olması da kaçınılmaz hale gelmektir. Aşınan bu değerler arasında, insanın dost bildiklerinin/ sırtını dayayabilecek kadar dost bildiklerinin de bu erozyondan paylarını alacaklarını düşünmek yanlış olmasa gerektir. Diye düşünüyorum.
 
           Takdir okuyucularımızındır.
           Her fikrin sahibi kendince haklıdır.   

           NÂMERTTEN DOST OLMAZ

           Dayama sırtını gizli nâmerde.
           Zor gününde yanında, bulunmaz evlât!
           Dönme sırtını ana, baba, kardeşe;
           Onlardan başka dost, bulunmaz evlât!

           Saygılarımla... 17.11.2014 21:27
« Son Düzenleme: Kasım 19, 2014, 12:31:01 ÖÖ Gönderen: is »