Gönderen Konu: TAHARET(TEMİZLİK)  (Okunma sayısı 23618 defa)

is

  • Ziyaretçi
TAHARET(TEMİZLİK)
« : Ekim 10, 2014, 02:06:40 ÖÖ »
TAHARET(TEMİZLİK)

           Taharetin TDK Büyük Türkçe Sözlük’ teki târifinde:
           “1. Temizlik, temiz olma.
           2. Sidik ve dışkı yapıldıktan sonra suyla temizlenme.
           3. din bilgisinde: İslâm dini inanışlarına uygun olarak yapılan temizlik” anlamlarını taşıdığı belirtilmiştir.

           İnsanlık tarihi ile başlayan taharet(temizlik) konusu, bugün bile, toplumların yapısına göre değişiklikler arz eder. Genel olarak insanların tamamına yakını, ailesi içerisinde, çoğunlukla da annelerin bilgilendirmesi sonucu, taharetin nasıl yapılması gerektiğini öğrenirler.

           İnsanların bugün geldiği nüfus potansiyeline baktığımızda, dünya nüfusu 7,3 milyar olup; bunun % 23’ ü İslâm nüfusudur. Yaklaşık 1,679 milyar olan İslâm Dünyasında, taharete esas olan, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v.)’ in, “temizlik imandandır” Hadîs- i Şerifi’ dir. Temizliği imanın temel şartı kabul eden Müslüman toplumlarda, taharetin nasıl yapılması gerektiği önem arz eder.

(İslâm’ ın temel şartı temizlik olmasına rağmen, temizlikten bihaber olanların, Müslüman olup olmadıklarını kendileri sorgulayıp; “Ben nasıl Müslüman’ ım sorusunu her konuda sormaları gerekir.

           Küçük/ büyük abdest bozan kimseler, tuvaletten çıkıp, ellerini birkaç kez sabunlayıp dışkıdan bulaşan mikroorganizmaları uzaklaştırmıyorlar ve dezenfektanlı su ile ellerini dezenfekte etmiyorlarsa, inançlarını sorgulamaları şarttır. Zorunluluktur.

           Hayatının muhasebesini her gün yapmayanlar/ yapamayanlar kendilerine şu sualleri de soramazlar; zira sorduklarında gerçek yüzleri, somut olarak, ortaya çıkacaktır. Bu suallere cevap verdiklerinde, foyalarının ortaya çıkacaklarını, İslâm’ ın hiçbir yerinde bu davranış şeklinin olmadığını/ olamayacağını bilirler; ancak enâniyetleri/ bencillikleri/ şahsî hırsları/ egoları bu sualleri kendilerine sorup, muhasebe yapmalarını engelleyecektir. Kendilerine şu soruları sormaları mümkün olsa:

           -Ellerimi yıkamadan tuvaletten çıktım. Müslüman olabilir miyim?
           -Gönül kırdım; Müslüman olabilir miyim?
           -Çaldım; Müslüman olabilir miyim?
           -Kul hakkı yedim; Müslüman olabilir miyim?

           Bu soruları kendilerine sormayanların/ soramayanların yaşantılarında İslâm’ ın yeri yoktur. İnsanlar da bu kimselere:

           -Ellerini yıkamamak; İslâm’ ın neresinde vardır?
           -Çalmak; çırpmak; İslâm’ ın neresinde vardır?
           -Kul hakkı yemek; İslâm’ ın neresinde vardır?
           -Gönül kırmak; İslâm’ ın neresinde vardır diye sorarlar.)

           Bilindiği üzere Müslümanlarda taharet, su ile temizlik yapılarak, tahâret suyunun uzaklaştırılması için, tuvalet kâğıdı kullanılması esasına dayanır. Tuvalet kâğıtlarının olmadığı zamanlarda, Müslüman ailelerde “taharet bezi” kullanılırdı. Taharet bezleri, su ile yapılan temizlikten sonra, taharet suyunun uzaklaştırılmasını sağlardı. Ancak mikrobiyoloji ilminin verilerine göre, taharet bezleri, kurulanma sonunda, ıslak kalmakta, bu da mikroorganizma faaliyetlerinin hızlanmasına sebep olmaktaydı. Tuvaletlerde kuruma şansları, ortamın rutubeti nedeni ile, kısıtlıydı. Mikroorganizmaların gelişmesine uygun ortam hazırlamaları nedeniyle, bilhassa bayanlarda idrar yolları iltihaplarının çoğalmasına neden olmaktaydı. Tuvalet kâğıtlarının bir kullanımlık olmaları, böyle bir mahzurun ortadan kalkmasında büyük etken olmuştur. Teknolojinin insanlığa sağladığı en güzel imkânlardan biri, tek kullanımlık tuvalet kâğıtlarıdır. Zamanımızda, geçmişte kullanılan taharet bezleri, hemen hemen kalmamıştır. Kâğıt teknolojisinin gelişmesi sonucu tuvalet kâğıdı kullanımına geçilmesi, Müslüman toplumlarda da,  idrar yolları iltihabının azalması, hatta bu sebepten ileri gelen idrar yolları iltihaplanmalarının yok olması sonucunu doğurmuştur.
 
           Filmlerden öğrendiğimiz(gördüğümüz) kadarı ile, Hıristiyan toplumlarda taharet, tuvalet kâğıdı ile yapılarak tamamlanmakta, bu kadar temizlik ile taharetin tamamlandığı (filmlerdeki görüntülerden tespit edilmektedir) kanaatine varılarak taharet işlemine son verilmektedir. Hiç kimse herhangi bir filmde, “tahâreti su ile yaptılar, sonra Müslümanlar gibi tuvalet kâğıdıyla kuruladılar, işlemi tamamladılar” diyemez. Zira böyle bir yabancı filme ben bunca yaşıma rağmen rastlamadım. Her tuvalet sahnesinde gördüğüm; bolca tuvalet kâğıdı ile silinen kimsenin işini bitirdiği ve kalktığı görüntüsüdür. Böyle olunca, Müslüman ve Hıristiyan toplumlarda tahâretin farkı ortaya çıkmaktadır.

           Burada durup şu suali kendime sormak durumundayım:

           -Müslüman toplumlardan başka toplumların bir kısmında da, tahareti Müslümanlar gibi yapanlar var mıdır? Bunu bilemiyorum. Araştırma sonucu ne elde edilir, onu da merak etmiyorum. Ancak eldeki verilere göre karşılaştırma yapmak üzere, Hıristiyan âleminin filmlerinden edindiğimiz intibaları/ izlenimleri aktarabilmekteyiz. Zira bizlerin taharet konusuna yaklaşımımız bilinmektedir. En doğru olduğu da kanıtlanmıştır. Ancak taharetin yapılmasında dikkat edilecek hususlar şunlardır:

           -Öncelikle, taharet su ile yapılırken(ki itirazlar büyük ölçüde bu temizlik şeklinedir), dikkat edilmesi gereken hususları, çoğu kimse, bilmemekte/ yanlış bilgilendirmelerle, su ile temizliği yadırgamaktadırlar. Su ile temizlikte dikkat edilmesi gerekli en önemli husus, temizliğin tırnak uçları ile yapılmamasıdır. Esas olan parmak uçları ile temizlemedir. Orta parmak ile dışkının uzaklaştırılması esastır.

           -İkinci olarak, tuvalet kâğıdı ile kurulanır/ silinir.

           -Üçüncü husus, ellerin sabun ile en az 2- 3 kere, ya da daha fazla yıkanmasıdır. Bu temizlikte esas kalbimizin mutmain olması/ kalbimizin temizliği tasdik etmesidir. Zira ellerin birkaç kez yıkanmaması durumunda, dışkıdan gelen mikroorganizma kalıntıları giderilmiş olmayacaktır. Bâzı topluluklarda barsak parazitlerinin/ dizanteri gibi tehlikeli hastalıkların ana sebebi, dışkı yoluyla patojen mikroorganizmaların bulaşmasıdır.

           -Dördüncü olarak, dezenfektan maddeli sularla ellerin dezenfekte edilmesidir.

           Demek ki, TAHARETİN “DÖRT TEMİZLİK KURALI":
 
           1-) Su ile temizleme;
           2-) Tuvalet kâğıdı ile silinme/ kurutma;
           3-) Ellerin sabunla 2-3 kez yıkanması;
           4-) Ellerin dezenfektanlı su ile dezenfekte edilmesidir.

           Taharetin tam yapılmasının ana unsurları, bu “DÖRT TEMİZLİK KURALI” ile özetlenebilir. Bunların hiçbiri ihmal edilemez. Aksi takdirde taharet tam anlamıyla ve sıhhî olarak yapılmış olmaz. Bu dört husus, taharetin tam anlamıyla yapılmış olması için vazgeçilmez unsurlardır.

           Taharet konusunu araştırırken gördüm ki, internette bir kısım kendini bilmez/ taharet bilmezlerin yanlış anlatımları, bol miktarda kol gezmekte/ dolaşmaktadır. İnternetin bilgi kirliliğine sebep olduğu ifade edilmektedir. Doğrudur. İnternette kirlilik kaçınılmazdır. Zira her isteyen istediğini yazabilmektedir. Bu serbest yazım neticesi bir kısım insanların yazdıklarının mesuliyetini taşımamaları sonucu, kirlilik kaçınılmaz olmaktadır.

           Her internet bilgisine sarılan da kusura bakmasın, kendi düşüncelerini başkalarının düşüncelerine bağlamış; kendi başına iş yapamaz kimseler olarak görünmektedir. Bilgi alınır. Ancak kontrol edilmesi/ diğer bilgilerle karşılaştırılmaları, mutlaka gereklidir. Zira internette mevcut kirliliği bildiğimize göre, kontrolsüz bilgilere hiçbir muhakeme tarzına başvurmadan sarılmak, yapılan hataların en büyüğü olacaktır.

           Elbette internette yazılan yazıları her insanın özgürlüğü çerçevesinde görmek gerekmektedir. Ancak “edep ya hu!” dememek için de hiçbir sebep yoktur. Genel ahlâk kuralları içerisinde yazılan yazıların:

           -İnsanlara yanlış bilgiler vermemesi,
           -İnsanları yanıltıcı bilgiler yazılmaması,
           -İlmî verilere dayanmayan bilgilere yer verilmemesi esasına dayanması gerekir.

           Bu kurallara uymak üzere internetin, düzenleyici/ engelleyici/ internetten kaldırıcı mekanizmaları yoktur. Kişilerin şahsiyetlerine hakaret sözlerinin kaldırılması mümkün olmaktadır. Ancak her yazılanın da, birilerine hakaret sözüdür, diye kaldırılması da mümkün değildir. Zira internetin kuruluş gâyesi içerisinde, herkesin her şeyi yazması serbestisi de mevcuttur.

           İnternete yazılan yazıları, herkesin özgürlük sınırı içerisinde düşünerek itiraz edemeyeceğimizi bilmekle birlikte, yanlışların temizlenmesi için bir filtre sisteminin olmasını da ümit etmekteyiz. Böyle bir filtre sisteminin insan hak ve özgürlüğü mefhumunun sınırsız olması gerektiği düşüncesi karşısında, imkânsızlığı da bilgi dâhilindedir. Yazılanların sahiplerini bağladığını, herkesin her şeyi söylemek/ yazmak hürriyetinin olduğunu, düşünerek küresel yaşantı içerisinde, yazılanları hatalarıyla birlikte mâkul/ akla uygun görmek zorundayız. Ancak insanların insaflarına hitap ederek; okuyan kimseleri boş/ lüzumsuz sözlerle vakitlerini öldürmek, hiç kimsenin hakkı olmasa gerektir.
 
           Müslüman toplumlarda taharet su ile yapılır. Taharet suyu, tuvalet bezi/ tuvalet kâğıdı ile kurutulur/ silinir.

           Hıristiyan toplumlarda ise, taharetlerini sadece bol miktarda tuvalet kâğıdı ile silinmek(bu kanaatimi filmlerden aldığım izlenimler çerçevesinde yazıyorum) suretiyle tamamlamaktadırlar.

           Bilimin tespit ettiği verilere göre, tuvalet kâğıdının 8 kat kullanılması halinde dahi mikroorganizmalar ele bulaşabilmektedir. Bu durumda tuvalet kâğıdı, ne kadar kalın kullanılırsa kullanılsın, yapılan bu işe temizlik denilemez; ancak dışkının, bedenden, kaba şekilde, bir kısmının uzaklaştırılması olarak değerlendirilebilir. Taharet işlemine suyun girmemesi durumunda, yapılan işlem gerçek temizlik anlamına gelmez. Zira bir kiri/ dışkıyı sadece kâğıda silmek suretiyle uzaklaştırmak durumunda, dışkının cilde yapışmış kısmını tamamen uzaklaştırmak mümkün olmayacaktır. Bu cümlenin doğrulamasını mikrobiyoloji araştırmaları ispat etmektedir. Su her pisliği temizlediği gibi, dışkı kalıntılarını da büyük ölçüde temizler. Su ile yapılan taharette kesinlikle kalıntı kalmayacaktır. Bir kısım insanlar su yardımı ile taharet yapılmasını akıllarına sığdıramazlar. Yaşantımız içerisinde elimizi değdiğimiz her yerde, milyarlarca bakterinin/ zararlı organizmaların ellerimize bulaştığını, ki bu mikroplar içerisinde gaitada bulunabilen patojen mikroorganizmalardan da bulunabileceğini unutmamamız gerekir.

           Evet! Gaita mikropludur. Ancak sabunun devreye girmesi ile mikroorganizmaların elden uzaklaştırılması mümkündür. Bu temizlikte sabun gibi bir çözücü kullanılması ve en az birkaç kez yıkanması zorunludur. Buna ilâveten dezenfektanlı su ile temizliğe son noktanın konulması gerekir.

           Taharet konusunu, çoğu zaman insanlar birbirleri ile tartışarak, en doğruya varma/ en doğruyu  bulma durumunda değillerdir. Durumun nezâketi nedeniyle insanlar bu konuyu büyük çoğunlukla tartışmazlar/ tartışamazlar. Bu nedenle de gerekli olan bilgileri almaları söz konusu olmayabilir. Bu nedenle yazdığım bu yazımın faydalı olması ve temizliğin % 100 yapıldığı toplumlara erişilmesi temennilerimle…

           Sağlık ve mutluluklar gerçek inançlarla desteklensin. Gelecek günler barış ve mutluluklar getirsin.

           Saygılarımla…

           ETİKETLER: Taharet. Temizlik. Taharet bezi kullanımı. Tuvalet kâğıdı kullanımı. Müslümanlarda taharet. Diğer dinlerde taharet. Hıristiyanlarda taharet. Fransa’ da Versay sarayında tuvalet neden yoktur? O zamanın saraylıları, ihtiyaçlarını nasıl giderirlerdi? Taharet etmeyen Müslüman olabilir mi? Taharet sonrası el temizliğini yapmayan kimseye Müslüman gözü ile bakabilir miyiz? İhtiyaç giderdikten sonra el temizliği yapmayan kimse İslâmiyete ne kadar bağlıdır?
« Son Düzenleme: Temmuz 03, 2018, 12:57:18 ÖS Gönderen: is »