Son İletiler

Sayfa: 1 ... 8 9 [10]
91
-BİRBİRİNİZLE TANIŞMANIZ İÇİN SİZİ MİLLETLERE VE KABİLELERE AYIRDIK.
-BEDEVÎLER «İNANDIK» DEDİLER. DE Kİ: SİZ İMAN ETMEDİNİZ AMA «İSLÂM OLDUK.» DEYİN. HENÜZ İMAN KALPLERİNİZE YERLEŞMEDİ
-GERÇEK MÜMİNLER, ANCAK ALLAH’A VE RESULÜNE İMAN EDEN, ONDAN SONRA ASLA ŞÜPHEYE DÜŞMEYENLERDİR. İŞTE DOĞRULAR ANCAK ONLARDIR
-ŞÜPHESİZ ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN GÖRÜLMEYEN ESRARINI BİLİR. ALLAH YAPTIKLARINIZI GÖRÜR


           EY İNSANLAR! DOĞRUSU BİZ SİZİ BİR ERKEKLE BİR DİŞİDEN YARATTIK. VE BİRBİRİNİZLE TANIŞMANIZ İÇİN SİZİ MİLLETLERE VE KABİLELERE AYIRDIK:

           MUHAKKAK Kİ ALLAH YANINDA EN DEĞERLİ VE EN ÜSTÜNÜNÜZ O’NDAN EN ÇOK KORKANINIZDIR:

           49. Hucûrat Sûresi 13. Âyet-i Kerîme(518. Sayfa):
           "13. Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır."

***

           BEDEVÎLER «İNANDIK» DEDİLER. DE Kİ: SİZ İMAN ETMEDİNİZ AMA «İSLÂM OLDUK.» DEYİN. HENÜZ İMAN KALPLERİNİZE YERLEŞMEDİ:

           EĞER ALLAH’A VE RESULÜNE İTAAT EDERSENİZ, ALLAH İŞLERİNİZDEN HİÇBİR ŞEYİ EKSİLTMEZ:

           49. Hucûrat Sûresi 14. Âyet-i Kerîme(518. Sayfa):
           "14. Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah’a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir."

***

           GERÇEK MÜMİNLER:
           -ANCAK ALLAH’A VE RESULÜNE İMAN EDEN,
           -ONDAN SONRA ASLA ŞÜPHEYE DÜŞMEYENLERDİR.
           -İŞTE DOĞRULAR ANCAK ONLARDIR:

           GERÇEK MÜMİNLER ALLAH YOLUNDA MALLARIYLA VE CANLARIYLA SAVAŞANLARDIR. İŞTE DOĞRULAR ANCAK ONLARDIR:

           49. Hucûrat Sûresi 15. Âyet-i Kerîme(518. Sayfa):
           "15. Gerçek müminler ancak Allah’a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır."

***

           ŞÜPHESİZ ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN GÖRÜLMEYEN ESRARINI BİLİR. ALLAH YAPTIKLARINIZI GÖRÜR:
           49. Hucûrat Sûresi 18. Âyet- i Kerîme(518. Sayfa):
           "18. Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir. Allah yaptıklarınızı görür."


Saygılarımla. 16.09.2023 12:37

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
92
KUR’AN ÂYETLERİ(014) / 49.HucÛrat/10-11-12- MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİRLER
« Son İleti Gönderen: is Eylül 16, 2023, 12:24:56 ÖS »
-MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİRLER
-BİR TOPLULUK DİĞER BİR TOPLULUKLA ALAY ETMESİN
-EY İMAN EDENLER! ZANNIN BİR ÇOĞUNDAN KAÇININ. ÇÜNKÜ ZANNIN BİR KISMI GÜNAHTIR


           MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİRLER:

           KARDEŞLERİNİZİN ARASINI DÜZELTİN:

           ALLAH'TAN KORKUN Kİ RAHMETE ERESİNİZ:

49. Hucûrat Sûresi 10. Âyet-i Kerîme(517. Sayfa):
“10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete eresiniz.”

***

           BİR TOPLULUK DİĞER BİR TOPLULUKLA ALAY ETMESİN:

           KADINLAR DA KADINLARI ALAYA ALMASINLAR. BELKİ ONLAR KENDİLERİNDEN DAHA İYİDİRLER:

           KENDİ KENDİNİZİ AYIPLAMAYIN:

           BİRBİRİNİZİ KÖTÜ LAKAPLARLA ÇAĞIRMAYIN:

           49. Hucûrat Sûresi 11. Âyet-i Kerîme(517. Sayfa):
           ““11. Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.” İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir.”

***

           EY İMAN EDENLER! ZANNIN BİR ÇOĞUNDAN KAÇININ. ÇÜNKÜ ZANNIN BİR KISMI GÜNAHTIR:

           BİRBİRİNİZİN KUSURUNU ARAŞTIRMAYIN:

           BİRİNİZ, DİĞERİNİ ARKASINDAN ÇEKİŞTİRMESİN. BİRİNİZ, ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEKTEN HOŞLANIR MI? İŞTE BUNDAN TİKSİNDİNİZ. O HALDE ALLAH'TAN KORKUN:

           49. Hucûrat Sûresi 12. Âyet-i Kerîme(518. Sayfa):
           “12. Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”

           Sayılarımla. 16.09.2023 12:29

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
93
-EY İMAN EDENLER! SESLERİNİZİ PEYGAMBER’ N SESİNDEN FAZLA YÜKSELTMEYİN
-ALLAH’IN ELÇİSİNİN HUZURUNDA SESLERİNİ KISANLAR, ŞÜPHESİZ ALLAH’IN KALPLERİNİ TAKVA İLE İMTİHAN ETTİĞİ KİMSELERDİR
-EY İMAN EDENLER! EĞER FASIKIN BİRİ SİZE BİR HABER GETİRİRSE ONUN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRIN


           EY İMAN EDENLER! SESLERİNİZİ PEYGAMBER’İN SESİNDEN FAZLA YÜKSELTMEYİN:
           49. Hucûrat Sûresi 2. Âyet-i Kerîme(516. Sayfa):
           “2. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.”


           Peygamber yanında seslerin yükseltilmesi istenmediğine göre, büyüklerin yanında da seslerin yükseltilmemesi, bir güzelliktir. Müslüman'ın olması gereken özelliğidir.

           Bu Âyet'te, Peygamber'e o kadar hürmetle yaklaşılması istenmiş ki, sesinin Peygamber'in sesinden yüksek olmamasına dikkat edilmesi dahi bildirilmiştir. Yüksek sesle Peygamber yanında konuşmanın, amellerin boşa gideceğinin göstergesi olduğuna göre, Peygamber' e gösterilecek hürmetin derecesinin yüksekliğinin de göstergesidir.

***

           ALLAH’IN ELÇİSİNİN HUZURUNDA SESLERİNİ KISANLAR, ŞÜPHESİZ ALLAH’IN KALPLERİNİ TAKVA İLE İMTİHAN ETTİĞİ KİMSELERDİR:
           49. Hucûrat Sûresi 3. Âyet-i Kerîme(516. Sayfa):
           "3. Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah’ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır."

***

           EY İMAN EDENLER! EĞER FASIKIN BİRİ SİZE BİR HABER GETİRİRSE ONUN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRIN:
           49. Hucûrat Sûresi 6. Âyet-i Kerîme(517. Sayfa):
           "6. Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz."


           Bu Âyet'in verdiği ders, hiçbir zaman insanların yapmadıkları şeylerle suçlanmaması içindir. İnsanlar hakkında çıkan haberlerin araştırılmasının gerekliliğidir. Onların hal ve hareketlerini bilmeden, onlar hakkında ileri sürülecek iddiaların, sizleri zor durumda bırakabileceğinin bilinmesi gerekmektedir.

           Zamanımızda bilhassa yazılı basın ve sosyal medya haberlerinde, herkesin suçlandığını/ suçlanabildiğini görmek gerçekten, Müslüman bir kimse olarak bu ikazla, titreyip, kendimize gelmemiz, en ufak şekilde haksız yere suçlayıcı haberlerin yapılmaması için azami dikkati sarf etmemiz gerektiğinin altını çizmektedir.

           Saygılarımla. 16.09.2023 12:17

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
94
-ALLAH MUHAMMED’İ ŞÂHİT, MÜJDELEYİCİ VE UYARICI OLARAK GÖNDERMİŞTİR
-HER HALDE SANA(MUHAMMED’E) BİAT EDENLER ANCAK ALLAH'A BİAT ETMEKTEDİRLER
-GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR:
-KÖR, TOPAL VE HASTAYA SAVAŞA KATILMA HUSUSUNDA VEBAL YOKTUR


           ALLAH MUHAMMED’İ ŞÂHİT, MÜJDELEYİCİ VE UYARICI OLARAK GÖNDERMİŞTİR:

           ALLAH MUHAMMED'İ ŞAHİT, MÜJDELEYİCİ VE UYARICI OLARAK GÖNDERMİŞTİR Kİ, MUHAMMED'E SAYGI GÖSTERESİNİZ VE SABAH AKŞAM ALLAH'I TESBİH EDESİNİZ:

           48. Fetih Sûresi (8-9.) Âyet-i Kerîmeler(512. Sayfa):
           “8. Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.”
           "9. Ki, Allah’a ve Resulüne iman edesiniz ve bunu takviye edip, O’na saygı gösteresiniz ve sabah akşam O’nu tesbih edesiniz."

***

           HER HALDE SANA(MUHAMMED’E) BİAT EDENLER ANCAK ALLAH'A BİAT ETMEKTEDİRLER:
           48. Fetih Sûresi 10. Âyet-i Kerîme(513. Sayfa):
           "10. Herhalde sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir."

***

           GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR:
           48. Fetih Sûresi 14. Âyet-i Kerîme(513. Sayfa):
           "14. Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır. Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir."

***

           KÖR, TOPAL VE HASTAYA SAVAŞA KATILMA HUSUSUNDA VEBAL YOKTUR:
           48. Fetih Sûresi 17. Âyet-i Kerîme(514. Sayfa):
           "17. Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. Bununla beraber kim Allah’a ve peygamberine itâat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır."


           Saygılarımla. 16.09.2023 11:57

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
95
KUR’AN ÂYETLERİ(014) / 48.Fetih/4-5-7- GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAH’ INDIR
« Son İleti Gönderen: is Eylül 16, 2023, 11:43:35 ÖÖ »
-GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAH’INDIR. ALLAH BİLENDİR, HERŞEYİ HİKMETLE YAPANDIR
-MÜMİN ERKEKLERLE MÜMİN KADINLARI, CENNETLERE KOYMASI, ONLARIN GÜNAHLARINI ÖRTMESİ İÇİNDİR:
-GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAH’INDIR


           GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAH’INDIR. ALLAH BİLENDİR, HERŞEYİ HİKMETLE YAPANDIR:
           48. Fetih Sûresi 4. Âyet-i Kerîme(512. Sayfa):
           “4. İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.”

***

           MÜ'MİN ERKEKLERLE MÜ'MİN KADINLARI, İÇİNDE EBEDİ KALACAKLARI, ALTLARINDAN IRMAKLAR AKAN CENNETLERE KOYMASI, ONLARIN GÜNAHLARINI ÖRTMESİ İÇİNDİR:
           48. Fetih Sûresi 5. Âyet-i Kerîme(512. Sayfa):
           "5. Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur."


           Allah'ın bağışlayıcılığının göstergesi olan bir Âyet-i Kerîme'dir. Günahları örtülenler, Allah' ın "kurtuluşa erenler onlardır" diye saydığı güzellikleri yaşamış olan kimselerdir. Bir çok Âyet'te bu kimseler târif edilmektedir:

           KURTULANLAR:
           -RÜKÛ EDENLER,
           -SECDEYE VARANLAR,
           -RABB'İNE KULLUK EDENLER,
           -İYİLİK YAPANLARDIR:

           22. Hacc Sûresi 77. Âyet-i Kerîme(342. Sayfa):
           “77. Ey iman edenler! Rükû edin, secdeye varın, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ki kurtulabilesiniz.”

           KURTULUŞA ERENLER:
           -HAYRA ÇAĞIRANLAR,
           -İYİLİĞİ EMREDENLER;
           -KÖTÜLÜKTEN MEN EDENLERDİR:

           3. Âl-i İmran Sûresi 104. Âyet-i Kerîme(65. Sayfa):
           "104. İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır."

           Bu kimselerin yaşadıklarına baktığımızda:

           -Rükû etmekteler.
           -Secdeye varmaktalar.
           -Rabb' lerine kulluk etmekteler.
           -İyilik yapmaktalar.
           -Hayra çağırmaktalar.
           -İyiliği emretmekteler.
           -Kötülükten men etmekteler. Dünyada bu şekilde yaşayan insanların günahlarının Allah tarafından örtülmesi, bu güzel kullarının hakkıdır ki, Cennet' i hak etmişlerdir.

           Bu kadar güzellikleri yaşayanların yapabilecekleri hataları, Esirgeyen ve Bağışlayan Allah, affettiğini bu Âyet-i Kerîme ile bildirmekte ve altlarından ırmaklar akan Cennet'e, bu güzellikleri yaşayanları koymak suretiyle mükâfatlandırmaktadır.

***

           GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAH’INDIR:
           48. Fetih Sûresi 7. Âyet-i Kerîme(512. Sayfa):
           “7. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”


           Saygılarımla. 16.09.2023 10:47

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
96
-DÜNYA HAYATI ANCAK BİR OYUN VE EĞLENCEDEN İBARETTİR

           DÜNYA HAYATI ANCAK BİR OYUN VE EĞLENCEDEN İBARETTİR:

           EĞER İMAN EDER KÖTÜLÜKTEN SAKINIRSANIZ, ALLAH SİZE MÜKÂFATINIZI VERİR. VE SİZDEN BÜTÜN MALLARINIZI HARCAMANIZI DA İSTEMEZ:

           EĞER SİZDEN ONLARIN TAMAMINI İSTEYİP DE SİZİ ZORLASAYDI CİMRİLİK EDERDİNİZ. BU DA SİZİN BÜTÜN KİNLERİNİZİ ORTAYA ÇIKARIRDI:

           47. Muhammed Sûresi (36-37.) Âyet-i Kerîmeler(511. Sayfa)
           "36. Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez.
           "37. Eğer sizden onların tamamını isteyip de sizi zorlasaydı cimrilik ederdiniz. Bu da sizin bütün kinlerinizi ortaya çıkarırdı."


           Allah kullarına, 2. Bakara Sûresi 219. Âyet’inde "malınızın fazlasını infak edin" derken bütün mallarınızı harcamamızı da istememiştir. Ölçüyü 219. Âyet'inde koymuş:

           2. Bakara Sûresi 219. Âyet-i Kerîme(35. Sayfa):
           “219- Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.”


           "İhtiyaçtan fazlasını infak edin" demiştir.

           37. Âyet, Allah'ın sonsuz geçmişin ve sonsuz geleceğin sahibi oluşunun ispatıdır. Bu Âyet'te bir MÛCİZE gizlidir.

           Allah ilmiyle, gelecekte kullarının nasıl davranacaklarını bildiği için, 36. Âyet’te "...Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez." Demiştir. 37. Âyet'te belirttiği üzere, bütün mallarımızı infak etmemizi istese idi, kullarının cimrilik edeceğini ezelden gördüğü ve bildiği için, onları zorlamamak adına, sadece ihtiyaç fazlasının infakını istemiştir.

           EĞER SİZDEN ONLARIN TAMAMINI İSTEYİP DE SİZİ ZORLASAYDI CİMRİLİK EDERDİNİZ. BU DA SİZİN BÜTÜN KİNLERİNİZİ ORTAYA ÇIKARIRDI:

           MÛCİZE bir tespiti Âyet’inde belirtmiş; zorlasaydı cimrilik ederdiniz; o sebeple sizin cimrilik etmenizi istemediği için; daha doğru bir ifadeyle, cimrilik edeceğinizi ezelden bildiği için sizi zorlamamıştır. 

           Saygılar. 16.09.2023 10:29

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
97
-ALLAH YOLUNDA ÖLDÜRÜLENLERE GELİNCE, ALLAH ONLARIN AMELLERİNİ ASLA BOŞA ÇIKARMAZ:
-KÖTÜLÜKTEN SAKINANLARA VAAD EDİLEN CENNET'TİR
-ARTIK KIYAMET KENDİLERİNE GELİP ÇATINCA ANLAMALARI NEYE YARAR?


           ALLAH YOLUNDA ÖLDÜRÜLENLERE GELİNCE, ALLAH ONLARIN AMELLERİNİ ASLA BOŞA ÇIKARMAZ:

           ALLAH SEBEPSİZ SAVAŞANLARDAN HOŞLANMAZ:

           SAVAŞ KAZANILDIĞI ANDAN İTİBAREN DÜŞMAN ÖLDÜRÜLMEZ; ANCAK ESİR ALINABİLİR:


           47. Muhammed Sûresi 4. Âyet-i Kerîme(508. Sayfa):
           "4. Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah’ın emri budur. Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz."


           Bu Âyet, Allah’ın savaştan hoşlanmadığının delili olan bir Âyet’tir. Zira savaşırken, galip gelmek için savaşılması nedeniyle, 4. Âyet’te “...Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun…” demek suretiyle, savaş kazanılıncaya kadar düşmanın öldürülmelerine izin veren Allah, “...Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin…” demek suretiyle, savaşın kazanılmasına kadar düşmanı öldürmeye izin veren Allah, savaş kazanılınca öldürmeye izin vermediğini, yukarıya aldığım Âyet’in bu kısmı ile açıkça bildirmektedir.

           Savaş kazanılınca düşmanı esir almamızı, savaşın kazanılması ile öldürmeye son verilmesini, bu Âyet’te bildirdiğinden, savaşın kazanılması sonrasında öldürülenlerin günahı, bu Âyet’e uymayanlarındır.

           Bilindiği üzere sebep yokken insanların öldürülmesinin “tüm insanlığı öldürmüş gibi” olması nedeniyle, öldürmeye son vermenin şartı:

           Savaşın kazanılmasıdır. Zaferle birlikte düşman ancak esir alınabilir. Bu Âyet bu durumu açıkça bildirmektedir. Buradan alınması gereken ders, Allah’ın, Müslümanların sebepsiz kan dökmesini istememekte olduğudur.

           Çok dikkat çeken bir emir de, düşmanın esir alınması ile, “…Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın…” uyarması, savaşın kazanılması sonrasında yapılabilecek hatanın da giderilebilmesi için Allah’ın bir uyarısı olarak bildirilmektedir. 

           Allah’ın yine çok önemli bir uyarması ve merhametinin ne kadar büyük olduğu ile karşı karşıya kaldığımızı:

“…savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin…” demek suretiyle, Allah, merhametinin büyüklüğünü ispat etmektedir.


***

           KÖTÜLÜKTEN SAKINANLARA VAAD EDİLEN CENNET'TİR:
           47. Muhammed Sûresi 15. Âyet-i Kerîme(509. Sayfa):
           "15. Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?"


           Kötülükten sakınanlara vaad edilen Cennette:
           -Bozulmayan temiz sudan ırmaklar,
           -Tadı değişmeyen sütten ırmaklar,
           -İçenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve
           -Süzme baldan ırmaklar vardır.
           -Her çeşit meyve ve Rabb'lerinden bir bağışlanma vardır.

***

           ŞÜPHESİZ KIYAMET'İN ALÂMETLERİ GELMİŞTİR. ARTIK KIYAMET KENDİLERİNE GELİP ÇATINCA ANLAMALARI NEYE YARAR?
           47. Muhammed Sûresi 18. Âyet-i Kerîme(509. Sayfa):
           "18. Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar?"


           Burada Âyet-i Kerîme'nin, Kıyamet'in alâmetlerinin geldiğini, ancak, onların bu alâmetlerden habersiz olduklarını, "...Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar?" demek suretiyle, onların gelen Kıyamet alâmetlerini fark etmediklerini bildirmektedir.

           Bu durumda (*12-) Kıyamet alametleri yok) diyenlerin bu Âyet karşısında söyleyebilecekleri bir söz bulunabilir mi? Zira Allah Kur'an'da her şeyi açıklamış; hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır.

           KUR'AN HERŞEYİN AYRINTILARIYLA AÇIKLAYICISIDIR:
           12. Yûsuf Sûresi 111. Âyet-i Kerîme(249. Sayfa):
           "111. Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur’ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir."

           BİZ KUR’AN’DA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMAMIŞIZDIR:
           6. En’âm Sûresi 38. Âyet-i Kerîme(133. Sayfa):
           “38- Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.”

           Saygılarımla. 16.09.2023 10:13

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
98
-BİZ İNSANA ANA VE BABASINA İYİLİK YAPMAYI TAVSİYE ETTİK
-KUR'AN'I DİNLEYEN CİNLER BİRER UYARICI OLARAK KAVİMLERİNE DÖNDÜLER


           BİZ İNSANA ANA VE BABASINA İYİLİK YAPMAYI TAVSİYE ETTİK:

           ANASI İNSANI ZAHMETLE KARNINDA TAŞIDI VE ZAHMETLE DOĞURDU:

           İNSANIN ANA KARNINDA TAŞINMASI İLE SÜTTEN KESİLME SÜRESİ OTUZ AY'DIR:

           NİHAYET İNSAN OLGUNLUK ÇAĞINA ULAŞIP, KIRK YAŞINA GELDİĞİNDE DER Kİ:
           -«EY RABBİM! BANA VE ANA BABAMA İHSAN ETTİĞİN NİMETLERİNE ŞÜKRETMEMİ VE SENİN HOŞNUT OLACAĞIN SALİH AMEL İŞLEMEMİ İLHAM ET.
           -BENİM NESLİMDEN GELENLERİ DE SALİH KİMSELER KIL.
           -DOĞRUSU BEN TEVBE EDİP SANA YÖNELDİM.
           -VE BEN GERÇEKTEN MÜSLÜMANLARDANIM»:

           46. Ahkâf Sûresi 15. Âyet-i Kerîme(505. Sayfa):
           "15. Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır. Nihayet insan olgunluk çağına ulaşıp, kırk yaşına geldiğinde der ki: «Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve senin hoşnut olacağın salih amel işlememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Doğrusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten müslümanlardanım.»"

***

           KUR'AN'I DİNLEYEN CİNLER BİRER UYARICI OLARAK KAVİMLERİNE DÖNDÜLER:

           CİNLER KAVİMLERİNE ŞÖYLE DEDİLER: «EY KAVMİMİZ! GERÇEKTEN BİZ MUSA’DAN SONRA İNDİRİLEN VE KENDİSİNDEN ÖNCEKİLERİ TASDİK EDEN BİR KİTAP DİNLEDİK. O KİTAP GERÇEĞİ VE DOĞRU YOLU GÖSTERİYOR:

           46. Ahkâf Sûresi (29-30.) Âyet-i Kerîmeler(504. Sayfa):
           "29. Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur’ân’ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onlar Kur’ân’ı dinlemek için hazır bulundukları zaman birbirlerine «susun» dediler. Kur’ân’ın okunması bitince de birer uyarıcı olarak kavimlerine döndüler."
           "30. Onlar kavimlerine şöyle dediler: «Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa’dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçeği ve doğru yolu gösteriyor."


           Saygılarımla. 16.09.2023 09:57

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
99
KUR’AN ÂYETLERİ(014) / 46.Ahkâf/2-3-9-12- KUR’AN ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLMİŞTİR
« Son İleti Gönderen: is Eylül 16, 2023, 09:42:34 ÖÖ »
-KUR’AN ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLMİŞTİR
-GÖKLER, YER VE İKİSİ ARASINDAKİLER BELİRLİ SÜRE İÇİN YARATILMIŞLARDIR. (ÖLÜMLÜDÜRLER):
-EY MUHAMMED! DE Kİ: «BEN PEYGAMBERLERİN İLKİ DEĞİLİM.» «BEN ANCAK APAÇIK BİR UYARICIYIM»
-KUR’AN, ZULMEDENLERİ UYARMAK, İYİLİK YAPANLARI MÜJDELEMEK İÇİN ARAP LİSANI İLE İNDİRİLEN VE KENDİNDEN ÖNCEKİLERİ TASDİK EDEN BİR KİTAP’TIR


           KUR’AN ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLMİŞTİR:
           46. Ahkâf Sûresi 2. Âyet-i Kerîme(503. Sayfa):
           “2. Bu kitabın indirilişi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafındandır.” 
 
***

           GÖKLER, YER VE İKİSİ ARASINDAKİLER BELİRLİ SÜRE İÇİN YARATILMIŞLARDIR. (ÖLÜMLÜDÜRLER):
           46. Ahkâf Sûresi 3. Âyet-i Kerîme(503. Sayfa):
           “3. Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık. İnkâr edenler uyarıldıkları şeyden yüz çeviriyorlar.”


           Bu Âyet'in anlamı gök, yer ve ikisi arasındakilerin belli bir ömre sahip olduklarıdır. Bu Âyet hükmüne göre, dünya hayatı sonludur. Hüküm Allah'ındır.

           İnkârcılara ihtar edilen, dünya hayatının geçici olduğu, Âhiret Hayatı'nın ebedî oluşu ile, dünya hayatında inkârdan vaz geçerek, Allah'ın rızasına uygun yaşamalarının önemi belirtilmektedir.

***

           EY MUHAMMED! DE Kİ: «BEN PEYGAMBERLERİN İLKİ DEĞİLİM»

           «BEN ANCAK APAÇIK BİR UYARICIYIM»:

           46. Ahkâf Sûresi 9. Âyet-i Kerîme(504. Sayfa):
           “9. Ey Muhammed! De ki: «Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.»”


***

           KUR’AN:
           -ZULMEDENLERİ UYARMAK,
           -İYİLİK YAPANLARI MÜJDELEMEK İÇİN
           -ARAP LİSANI İLE İNDİRİLEN VE
           -KENDİNDEN ÖNCEKİLERİ TASDİK EDEN BİR KİTAP’TIR:

           46. Ahkâf Sûresi 12. Âyet-i Kerîme(504. Sayfa):
           “12. Kur’ân’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa’nın kitabı Tevrat vardı. Bu Kur’ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanları müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptır.”


           Saygılarımla. 16.09.2023 09:37

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
100
KUR’AN ÂYETLERİ(014) / 45.Câsiye/20-28-29- KUR' AN BİR TOPLUM İÇİN HİDÂYET VE RAHMETTİR
« Son İleti Gönderen: is Eylül 16, 2023, 09:24:42 ÖÖ »
-KUR'AN İNSANLARIN KALB GÖZÜNÜ AÇAN BİR NUR, KESİN BİLGİ EDİNMEK İSTEYEN BİR TOPLUM İÇİN DE HİDÂYET VE RAHMETTİR
-KIYAMET GÜNÜ HER ÜMMET KENDİ KİTABINA ÇAĞRILIR


           KUR'AN İNSANLARIN KALB GÖZÜNÜ AÇAN BİR NUR, KESİN BİLGİ EDİNMEK İSTEYEN BİR TOPLUM İÇİN DE HİDÂYET VE RAHMETTİR:
           45. Câsiye Sûresi 20. Âyet-i Kerîme(501. Sayfa):
           "20. Bu (Kur’an) insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir."

***

           KIYAMET GÜNÜ HER ÜMMET KENDİ KİTABINA ÇAĞRILIR:
           45. Câsiye Sûresi (28-29.) Âyet-i Kerîmeler(502. Sayfa):
           “28. O gün her ümmeti, diz çökmüş görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağırılır, onlara: «Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir.”
           “29. İşte kitabımız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor, çünkü biz sizin yaptıklarnızı hep kaydediyorduk.» (denir).”


           Kıyametin kopması ile ümmetlerin kendi kitaplarına çağrılması ifadesinde, Kur’ân- ı Kerîm’le birlikte, tüm insanlara indirilmiş olan Kitapların asıllarına çağrılması söz konusudur. Yahudiler Tevrat’a çağrılır. Tahrif edilmiş Tevrat’a değil. Hıristiyanlar İncil’e çağrılır. Tahrif edilmiş İncil’e değil.

           Allah bir olduğuna göre ve son Peygamber Muhammed olduğuna göre, Kur’an’a çağrılacak insanlar da, Tevrat’a ve İncil’e çağrılacak insanlar da, Kitaplarının hükmü ile yaşamışlarsa, hepsi Müslüman’dır. Hepsi kardeştir. Ayrılanlar Peygamberlerine indirilmiş olan Kitap’larına uymayanlardır. 

           Saygılarımla. 16.09.2023 09:27

           ÖNEMLİ NOT:           

NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ:

            1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYET' LERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA;
            2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA;
           3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.           

           BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.


NOT(2):  KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYET’ LERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!
Sayfa: 1 ... 8 9 [10]